Yayın: 05 Mayıs 2014, Pazartesi
http://www.muslumanarnavutluk.com/haber/1129/avrupa-komisyonu-raporlari-ve-balkanlara-iliskin-ilk-gozlemler
AVRUPA KOMİSYONU RAPORLARI VE BALKANLAR`A İLİŞKİN İLK GÖZLEMLER
Avrupa Komisyonu`nun Avrupa Birliği`ne (AB) aday ve potansiyel aday ülkelere ilişkin hazırladığı 2008 İlerleme Raporları açıklandı. Kosova potansiyel aday. Kosova`nın bölgedeki uyuşturucu kaçakçılığının en önemli üslerinden biri olduğu düşünülüyor. Avrupa Komisyonu`nun Avrupa Birliği`ne (AB) aday ve potansiyel aday ülkelere ilişkin hazırladığı 2008 İlerleme Raporları ve 2008-2009 dönemine ilişkin Genişleme Stratejisibelgeleri 5 Kasım`da açıklandı. Bilindiği gibi, Batı Balkan ülkelerinden Hırvatistan veMakedonya aday ülkeler; Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ, Sırbistan ile 17 Şubat2008`de bağımsızlığını ilan eden Kosova ise potansiyel aday ülkeler kategorisinde yer alıyor. Belirtilen ülkelerin son bir yılda reform yolunda attıkları adımları ve eksiklikleri değerlendiren raporlarda Hırvatistan en iyi notu alırken, Makedonya hayal kırıklığına uğradı. Avrupa Komisyonu`nun Batı Balkan ülkelerine ilişkin açıkladığı İlerleme Raporları ve Genişleme Stratejisi belgesinde, genel olarak bu ülkelerin son bir yıl içinde AB`ye üyelik yolunda reform süreçlerini sürdürdüklerine ve AB üyeliğine bir adım daha yaklaştıklarına dikkat çekiliyor. Dahası, raporlarda, AB kapısının Batı Balkan ülkelerine açık tutulacağı belirtiliyor. Bununla birlikte, ülkeden ülkeye değişen bazı uygulama ve sorunlar üzerinde de duruluyor. Organize Suçlar ve Rüşvet Ortak Sorun 2008 İlerleme Raporlarından özellikle idari kapasite yetersizliği ile rüşvet ve organize suçlara karşı mücadelede yetersizliğinin, neredeyse bütün Batı Balkan ülkelerinin ortak sorunu olduğu anlaşılıyor. Örneğin Avrupa Komisyonu, Kosova`nın bölgedeki uyuşturucu kaçakçılığının en önemli üslerinden biri olduğunu düşünüyor. Karadağ ise kara paranın aklanmasına ve insan kaçakçılığına karşı yeterince mücadele etmemekle suçlanıyor. Karadağ ayrıca, kabul ettiği bazı kanunları yeterince uygulamamakla da eleştiriliyor. Bosna-Hersek`e gelince, devlet düzeyindeki kurumların son bir yıl içinde güçlendirildiği ifade edilse de, rüşvet ve organize suçların bu ülkede ciddi bir sorun olarak kalmaya devam ettiği belirtiliyor. Arnavutluk`a ilişkin satırlarda ise, bu ülkenin demokratikleşme yolunda önemli adımlar atmaya devam ettiği söyleniyor. Ancak, adli reformlar ve organize suçlara karşı mücadele alanında Arnavutluk`un yetersiz kaldığı ifade ediliyor. Ayrıca Arnavutluk, siyasi sahnesindeki diyalog eksikliği yüzünden de eleştiriliyor. Sırbistan 2009`da `Aday Ülke` Olabilir Bütün Batı Balkan ülkelerinden olduğu gibi, Avrupa Komisyonu Sırbistan`dan da adli reformlar alanında daha çok adım atmasını bekliyor. Ayrıca Komisyon, Sırbistan`ın 2009 yılında AB`ye aday ülke statüsü alabileceğini düşünüyor. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için, her şeyden önce Sırbistan`ın, diğer savaş suçlularını da yakalaması bekleniyor. Brüksel Sırbistan`dan özellikle Srebrenitsa Soykırımı`nın baş sorumlularından emekli Sırpgeneral Ratko Mladiç`in yakalanmasını talep ediyor. Dahası, Komisyon Sırbistan`dan hukuk devleti ve bazı ekonomik reformlar alanında `hissedilebilir` adımlar atmasını bekliyor. Bunun dışında, Kosova`nın bölgesel girişimler ve uluslararası forumlara katılımı konusunda, Sırbistan`dan daha yapıcı bir tutum içinde olması isteniyor. Makedonya Bekletiliyor, Hırvatistan`ın Müzakereleri Sona Erdiriliyor 2008 İlerleme Raporlarında Makedonya adeta hayal kırıklığına uğratıldı. Çünkü Avrupa Komisyonu, siyasi kriterleri yerine getirmediği gerekçesiyle, aday ülke statüsüne sahip Makedonya ile müzakerelerin başlatılmasını desteklemiyor. Makedonya`nın aksine, aday ülke Hırvatistan`ın 2009`un sonuna kadar müzakere sürecini tamamlayabilmesi doğrultusunda bir yol haritası öneriliyor. Ayrıca, 2010 yılında Hırvatistan`la tam üyelik anlaşmasının imzalanabileceği, söz konusu üyeliğin ise 2011 yılında fiilen yürürlüğe girebileceği ifade ediliyor. Hırvatistan`a Yeni Sloven Engeli Avrupa Komisyonu`nun Hırvatistan`a ilişkin olumlu önerileriyle birlikte, Slovenya`nın Hırvatistan`ın Birlik`le yürüttüğü müzakerelerden ikisinin kapatılmasını, dört yeni başlığın ise açılmasını engellediği haberi geldi. Slovenya, Hırvatistan ile yaşamakta olduğu sınır sorunu yüzünden daha önce de bu komşusunun müzakere sürecine değişik sıkıntılar çıkardı.Hırvatistan ile Slovenya arasındaki sınır sorunu ilk başta kara sınırıyla ilgilidir. Slovenya açısından Dragonya nehri boyunca uzanan altı kilometrelik bir kara bölgesi sorunludur ve buradaki köylerin kendisine verilmesini istiyor. Kara sınırıyla ilgili sorun nedeniyle deniz sınırı sorunu da çözüme kavuşturulamıyor. Deniz sınırı sorunu Piran Koyu ile ilgilidir. Slovenya bu sınır sorunlarının olası çözümü çerçevesinde, kendisine uluslararası sulara bağımsız bir çıkışın verilmesini talep ediyor. Bir başka ifadeyle, İtalyan veya Hırvatkarasularından geçmek zorunda kalmadan uluslararası sulara bağımsız bir şekilde çıkabilmek için, şimdiki deniz kıyısı 47 kilometre olan Slovenya`nın, daha fazla denize ihtiyacı var. Hırvatistan yetkilileri ise, kendilerine ait olarak gördükleri toprak ve deniz sularından kalıcı bir şekilde Slovenya`nın lehine vazgeçmeye yıllardan beri isteksiz davranıyor. Sloven yetkililere göre, Hırvatistan`ın AB üyeliği için yürütülen müzakerelere ilişkin evraklarda bazı ifadeler söz konusu sınır sorununu üstü kapalı bir şekilde Hırvatistan`ın lehine düzenliyor. Zagreb söz konusu ifadeleri ilgili evraklardan çıkarmadığı sürece, Slovenya Hırvatistan`ın müzakere sürecini engellemeye devam edecek gibi görünüyor. Çek Cumhuriyeti`nden Batı Balkanlar`a Destek Ocak 2009`da AB`nin dönem başkanlığını devralacak olan Çek Cumhuriyeti`nden, Balkan ülkelerinin Birliğe yakınlaştırılması konusunu temel dış politika hedefleri arasına yerleştireceği yönünde mesajlar geliyor. Diğer taraftan, Karadağ`ın 2008`in sonuna kadar, Sırbistan`ın ise 2009`un başlarında AB`ye tam üyelik başvurusunda bulunmaları bekleniyor. Ne var ki Almanya ve Fransa gibi bazı AB üyesi ülkeler, Avrupa Anayasası`nın yerine hazırlanan Lizbon Antlaşması`nın onaylanma süreci tamamlanmadan,Birliğin sınırlarının genişletilmesine karşı çıkıyor. Yaşanmakta olan küresel mali kriz de bazı AB ülkelerini yeni genişleme dalgasına sıcak bakmamaya sevk ediyor. Bu yöndeki gelişmelere ise bütün Balkan ülkeleri kuşkuyla bakıyor. Reformlara Devam Etmeli Bazı Avrupalı diplomatların belirttiği gibi, Brüksel içindeki gelişmeler cesaret kırıcı olmamalıdır. Tam tersine, AB içindeki gelişmeler ne olursa olsun, Birliğe üye olmak isteyen ülkeler, reformlarını sürdürmeye odaklanmaktan hiçbir zaman vazgeçmemelidir. Zaten, Avrupa Komisyonu`nun, müzakerelere başlamamış veya aday ülke statüsüne bile sahip olmayan Batı Balkan ülkeleri için İlerleme Raporları hazırlıyor olması, Brüksel`in bölge ülkelerine gönderdiği yeterince net bir mesajdır.ASAM Editör : Kosova Haber
Yorumlar