Duyuru

Sırbistan 2009’u umut ve endişe ile karşılıyor

Yazılar

  /   650   /   06 Haziran 2014, Cuma

 Yazdır

  

 

 

 

Sırbistan, 2009 yılına, özellikle de AB üyeliği konusuna büyük beklentilerle bakıyor, fakat ufukta bazı zorlu meseleler de var.

İgor Jovanoviç, Southeast European Times, Belgrad – 02/02/09

photo

Sırbistan, 2009’u umutla karşıladı. [Getty Images]

Sırbistan, yeni yıla umutlu bir ruh hali içinde başladı. Brüksel’den olumlu işaretler geliyordu ve hükümet, 2009 yılında AB ile bütünleşme sürecini hızlandırmak istediklerini açıklamıştı.

Fakat Ocak ayının daha ilk günlerinde baş gösteren iş krizi, ülkenin önündeki yolun hâlâ pek çok engelle dolu olduğunu gösterdi. Yetkililer, eski Bosnalı Sırp savaş beyi Ratko Mladiç’in yakalanması gibi bilinen meseleler dışında, beklemedikleri sorunlarla da karşı karşıya kalabilir.

Maaşların artırılması yönünde verilen taahhüdün yerine getirilmemesine kızan başlıca Sırp sendikaları, greve gitme tehdidinde bulunuyor. İş dünyası temsilcilerinin desteğini alan hükümet, Sırp ekonomisini derinden etkileyen küresel ekonomik kriz nedeniyle maaş zammının artık mümkün olmadığını dile getiriyor. Yetkililer, bu koşullarda, çalışanların bir kısmının maaşlarına zam yapılmasının, diğerlerinin işsiz kalması anlamına geleceğini söylüyor.

Fakat zam sözü veren sözleşmenin Kasım ayının başında imzalandığını ve o dönemde, küresel krizin kapsamının zaten biliniyor olduğunu söyleyen sendikalar, hükümetin bu açıklamasını kabul etmiyor.

Maaş meselesi bir yana, küresel ekonomik kriz, zaten 2008’in son günlerinde binlerce kişinin işten çıkarılması için bir gerekçe olarak kullanılmıştı. Kimileri, Sırp otomotiv sektörüne 700 milyon avroluk yatırım yapmayı planlayan İtalyan Fiat'ın, küresel pazarlarda yaşanan gelişmeler sebebiyle bu planından vazgeçmesinden endişe ediyor. Eğer bu endişeler gerçeğe dönüşürse, Sırbistan, ekonomisini canlandıracak bir yatırımdan mahrum kalmış olacak.

Sırbistan ayrıca üretimde azalma ve GSYİH büyüme hızında da bir gerileme ile karşı karşıya kalacak. Yeni yılda ülkenin GSYİH büyüme hızının, önceden yüzde 6 seviyesinde olması beklenirken, şimdi yüzde 2,5 olacağı tahmin ediliyor.

photo

Başbakan Mirko Cvetkoviç, 2009 yılında "Sırbistan’ın siyasi açıdan daha sakin sularda yüzmesi ve çatışma, bölünme, kampanya ve seçimlerden ziyade uzlaşma ve istikrar kavramlarına odaklanması gerektiğini," söyledi. [Getty Images]

Siyasi çatışma

Geçtiğimiz yılın sonunda ülke siyaseti, iktidar koalisyonunun en büyük iki partisi olan Demokratik Parti ve G17 Plus’ın, Sırp petrol şirketi NIS’nin Rus Gazprom’a satışı ile ilgili çekişmesine sahne olmuştu. Çoğu analizciye göre bu satış, partileler arasında zaten var olan gerilimi daha da tırmandırdı. Yaşanan bu çatışma öyle ileri gitti ki, halkta erken seçime gidileceği ya da kabinede değişiklik yapılacağı düşüncesi oluştu.

Fakat Demokratik Parti üyesi Başbakan Mirko Cvetkoviç, şu anda kabinede bir değişiklik düşünülmediğini belirtti. Ekonomik kriz döneminde erken seçime gitmenin, en kötü çözüm olduğu konusunda ısrar eden Cvetkoviç, Sırbistan’ın "siyasi açıdan daha sakin sularda yüzmesi ve çatışma, bölünme, kampanya ve seçimlerden ziyade uzlaşma ve istikrar kavramlarına odaklanması gerektiğini," söyledi.

AB umutları

Hükümet, bu yıl Avrupa gündemi çerçevesinde önemli başarılar elde ettiği takdirde, siyasi istikrar ortamı da büyük ölçüde iyileştirilmiş olacak. Fakat yine de ülkenin önünde büyük bir engel var: Mladiç ile diğer bir savaş suçu zanlısı olan Goran Hadziç’in henüz yakalanamamış olması.

AB üyelerinden 26’sı, Sırbistan’ın Avrupa ile bütünleşme sürecinin devam ettirilmesinden yana olsa da, Hollanda, Mladiç mahkemeye teslim edilinceye kadar bu süreci engellemeye devam edeceğini dile getiriyor.

Eski Yugoslavya ile İlgili Uluslararası Ceza Mahkemesiyle işbirliği konusunda çalışan Sırp ulusal konseyinin başkanı Rasim Ljajiç, söz konusu tutuklamaların bu yıl gerçekleşmemesi halinde ilerlemenin sona ereceğini söylüyor. Hükümet, Mladiç’in bulunmasına yönelik çalışmaların hiç olmadığı kadar yoğun bir şekilde devam ettiğini ve bu bağlamda yabancı istihbarat servisleri ile işbirliği içinde çalıştıklarını iddia ediyor.

Geçtiğimiz hafta Sırbistan’ın AB üyeliği başvurusunu görüşmek üzere Brüksel'e giden Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç, AB’den, ülkenin ICTY ile arasındaki işbirliği düzeyinin değerlendirilmesi için bir gözlemci heyeti göndermesini istedi. Bu teklifi kabul eden AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn, ülkeye bir heyet göndereceğini ve 12 Şubat’ta Belgrad’a bizzat gideceğini söyledi.

photo

Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç (sağda), geçtiğimiz hafta Sırbistan’ın üyelik başvurusunu görüşmek üzere, AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn ile Brüksel’de biraraya geldi. [Getty Images]

Sırbistan’ın, üyelik başvurusunu Haziran ayına kadar Birliğe sunmayı planladığını belirten Jeremiç, AB'nin önde gelen üyelerinin bakanları ile görüştüğünü ve bakanların, kendisine, Sırbistan'ın "öncelikli hedefe ulaşmasına – yani 2009 yılı sonuna kadar AB aday ülkesi statüsünü kazanmasına" yardımcı olmaya hazır olduklarına dair güvence verdiklerini söyledi.

Mladiç davası, süreci geciktirme potansiyeli taşıyan tek etken değil. Cvetkoviç, AB’nin -- ekonomik kriz ve Lizbon anlaşmasının kabulüyle ilgili sıkıntılar başta olmak üzere -- kendi iç meseleleriyle meşgul olduğu ve bu nedenle, mevcut ortamın genişleme için ideal olmayabileceği konusunda da uyarıda bulunuyor.

Kosova konusunda yumuşama yok

Güney Sırp eyaleti Kosova'nın tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen, sorun hâlâ çözülebilmiş değil. Belgrad, Kosova konusunda yenilgiyi kabul edecek gibi görünmüyor. Aksine, yasal ve diplomatik arenalarda ülkenin bağımsızlığını engellemeye yönelik çabalarını artırıyor. Uluslararası Adalet Mahkemesinden bir değerlendirme yapması istendi. Bu çerçevede Sırp temsilciler, hikayeyi kendi açılarından anlatma fırsatı bulacaklar.

Sırbistan, yeni devletin uluslararası alanda tanınmasını engellemeye yönelik girişimlerde de bulunuyor. Kosova devletini şimdiye dek, aralarında dünyanın en güçlü ekonomilerinden bazılarının da bulunduğu 53 ülke tanıdı. Belgrad ise 2009 yılında bu rakamın ciddi biçimde artmamasını sağlama konusunda azimli.

Jeremiç, "Yaklaşık 50 ülke üzerinde, Kosova ve Metohiya’yı tanımaları ve dolayısıyla da mahkeme sürecini dikkate almamaları yönünde yoğun bir baskı olacağını tahmin ediyorum. Biz de bu baskıyı önlemeye, azaltmaya ve durdurmaya çalışacağız," dedi.

Bu sözler ne denli kararlı olursa olsun, Sırbistan’ın süreç üzerinde etkili olabilmek için yapabilecekleri sınırlı. Aslında bu, hükümetin gündeminin büyük bir kısmını olumsuz yönde etkileyen potansiyel bir sorun: pek çok alanda sağlanacak ilerleme, ülkenin kontrolünün dışında olabilen değişkenlere bağlı.

Sonuç olarak Sırbistan için 2009 yılına ilişkin tablo belirsiz, yani içinde hem kutlama hem de hayal kırıklığı potansiyeli barındırıyor. Hükümet ise bu yıl umutlarının boşa çıkmaması için maksimum çabayı ortaya koyma konusunda kararlı görünüyor.

Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır. 

  

Yorumlar