Duyuru

Önceliğimiz milli ve manevi kalkınma

Röportajlar

  /   1072   /   07 Temmuz 2014, Pazartesi

 Yazdır

  

2008 yılında, Süleyman Çerkezi'nin görevden ayrılmasının ardından, Adalet Partisi Genel Başkanlığı'na seçilen Prof. Dr. Ferid Agani ile Kosova'nın geleceği üzerine önemli bir söyleşi gerçekleştirdik.

  • Önceliğimiz milli ve manevi kalkınma -

İsterseniz Adalet Partisi'nden başlayalım. Partinin kurulma süreci ve amacından bahsedebilir misiniz?

Adalet Partisi, birçok entelektüelin Kosova Savaşı'nın hemen ardından bir araya gelmesiyle 19 Eylül 1999 tarihinde kuruldu. Kosova devletinin oluşma sürecinde halkın değerlerini yansıtacak bir siyasi organizasyonun önemini önceden tespit eden entelektüellerimiz; milli ve manevi kimliklerin geliştirilmesi amacıyla Adalet Partisi'ni kurmuşlardı. Üyelerimiz genellikle orta gelir sınıfındaki Kosova vatandaşlarından oluşuyor. Adalet Partisi, 2001 ve 2004 yıllarında Kosova Parlamentosu'na temsilci gönderdi. Ancak son genel seçimlerde oylarımızı iki kat artırmamıza rağmen, yüksek seçim barajı sebebiyle, parlamentoya temsilci gönderemedi.

Adalet Partisi, ilk turu 15 Kasım 2009'da yapılan seçimlerden nasıl bir sonuç elde etti?

Kısıtlı maddi imkânlarımızla gerçekleştirdiğimiz seçim kampanyası göz önünde bulundurulduğunda, Kosova Adalet Partisi olarak 15 Kasım 2009 yerel seçimlerinden elde ettiğimiz sonuçların başarılı olduğuna inanıyorum. Seçim sonuçlarına göre Kosova Adalet Partisi, 14 belediyede temsil edilecek. Bunlar arasında ilk defa temsilcilik kazandığımız İpek (Peje), Cakova (Gjakove), Fushe Kosova (Fushe Kosova) ve Drenas (Drenas) gibi dört belediye de var. Kosova Adalet Partisi bu seçimlerde oyunu yüzde 60 oranında artırdı. Belediyelerdeki meclis üye sayımız ise yüzde 40'a varan bir oranda arttı. Kosova Cumhuriyeti gibi partimizi de açık ve istikrarlı bir siyasi gelecek bekliyor.

Kosova'daki diğer partilerden farkınız nedir? Kosovalılar, neden partinizi desteklemeliler?

Adalet Partisi, Kosova'nın milli ve manevi kalkınması için en uygun platformudur.  Devletimizin kuruluş politikalarından yola çıkarak, Kosova halkının milli ve dini değerlerini, birlik ve beraberliğini muhafaza etmek için çaba sarf ediyoruz. Ahlâklı bir gençliğin inşası ve korunmasını için ilk ve orta öğretim okullarında din kültürü derslerinin verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca Kosova'nın, Avrupa Birliği ve İslam Konferansı Örgütü arasında köprü vazifesi görmesi için çaba sarf ediyoruz. Kosova'da bu hedeflere sahip tek siyasi parti Adalet Partisi'dir. Kosova'daki diğer siyasi partiler, bugüne kadar, Kosova'nın doğu ve batı arasında köprü olmasını avantaja dönüştüremediler. Adalet Partisi bu avantajı değerlendirme fırsatını hiç bir durumda kaçırmayacaktır.

Adalet Partisi iktidara geldiğinde, Kosova'nın öncelikleri neler olacak?

Adalet Partisi, ilk yüz günlük iktidar sürecinde, öncelikle ilk ve orta dereceli okullarda din kültürü derslerinin verilmesi için meclise sunacağı yasa tasarısının onaylanmasını sağlayacağız. Yasanın yürürlüğe girmesi ile devlet okullarındaki ve toplum ahlaki erozyonun önüne geçilmesi için tüm gücümüzle çalışacağız. Böylece hızla artan intihar, bağımlılık yapan alışkanlıklar, fuhuş, insan ticareti, boşanma, aile içi şiddet ve okuldaki şiddet olaylarını en aza indireceğiz. Bir başka ifadeyle önceliğimiz halkımızın milli ve manevi kalkınması olacaktır.

İkinci olarak, diasporada yaşayan Kosovalılar için bir yatırım ve sermaye kanunu çıkartıp, Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere, diğer ülkelerde çalışan ve yaşayan vatandaşlarımıza ticaret imkânı sağlamak. Üçüncü olarak, Kosova'nın Avrupa Birliğine ve NATO'ya üyeliğini hızlandıracak adımlar atmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Kosova'nın, İslam Birliği Örgütü'nde öncelikle gözlemci olmasını, Birleşmiş Milletler üyeliğinden sonra ise daimi üye statüsü kazanmasını sağlayacağız.

Kosova nüfusunun büyük bir çoğunluğu 18 yaş ve altı gençlerden oluşuyor. Partinizin, gençlerle ilgili plan ve projeleri neler?

Adalet Partisi'nin önceliği Kosova gençliğinin ahlaki sağlığıdır. Bu sebeple tüm ülke çapında eğitim sistemini reformdan geçireceğiz. Okulların altyapısını iyileştireceğiz, öğretmenlerin eğitimci formasyonlarını yükselteceğiz ve en önemlisi, daha önce de vurguladığım gibi, devlet okullarında din kültür dersi uygulamasını başlatacağız.

Partimiz, Kosova gençliğinin içine düştüğü intihar, uyuşturucu madde kullanımı, alkolizm, sigara bağımlılığı, gayrı meşru ilişki, okullardaki şiddet bataklığından kurtulması adına gençliğimizi kültürel faaliyetlere, spor ve diğer sosyal aktivitelere yönlendirecek bir programımız var.

Kosova halkının sağlık, ekonomi ve eğitim alanlarındaki durumu nedir? Yaşanan sorunları aşmak adına partinizin çözüm önerileri neler?

Ülke olarak üstesinden gelmemiz gereken ana sorun işsizlik ve yoksulluktur. Son verilere göre Kosova'daki işsizlik oranı yüzde 50 civarındadır. Milletin yoksul sınıfı için sağlanan sağlık hizmetlerinin kalitesi çok düşük. Ayrıca sağlık hizmeti veren kamu çalışanları, bölgedeki en düşük gelir seviyesine sahipler. Bu sebeple kamu sağlığı çalışanlarının iş verimi oldukça düşük seviyelerde bulunuyor.

Eğitim verilen okullar bina olarak yetersiz. Okullar, günde üç veya dört devre halinde çalışıyor. Okullardaki eğitim programları ise, Kosova halkının milli ve kültürel geleneklerini yansıtmıyor. Maalesef okullarımız, gençlerin karakter oluşumunda birinci derecede etkili olan eğitim verme önceliğini yitirdi.

Adalet Partisi, ekonomik sorunların üstesinden gelmek için, öncelikle sağlıklı kalkınmayı hedeflemektedir. Bunun için Kosova'nın bağımsızlığını tanıyan, bize dost yatırımcıları ülkemize getireceğiz. Bu ülkelerle yatırım ortaklıklarının hayata geçirilmesini sağlayacağız. Ayrıca Kosovalı gurbetçilerin gelirlerini, ülkemizdeki yatırımcıların projelerine yönlendireceğiz. Bütün gelir seviyelerindeki vatandaşlarımızın eşit hizmet alması adına, sağlık sisteminde reformlar gerçekleştireceğiz. Sağlık hizmeti veren çalışanlarımızın hak ettikleri gelir seviyesine ulaşmasını sağlayacağız.

Başbakan Hashim Thaci önderliğindeki hükümetin, toplumsal değerlere bakışı nasıl? Bazı dini uygulamaların yasaklanması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Hükümetin, toplumsal değerler konusunda bir dikkatinin mevcut olmadığını söyleyebiliriz. Mesela, halkımızın dini değerleri doğrudan ihlal edilmemektedir. Yetersiz cami sayısı sebebiyle Cuma ve Bayram Namazlarında yollarda namaz kılınıyor. Kız öğrenciler ve hanım öğretmenler, başörtüleri sebebiyle bazı okulda sorun yaşıyorlar. Parlamentoda temsil imkânı bulduğumuz dönemlerde konuyu defalarca gündeme getirdik. Fakat maalesef bugünkü hükümet ve diğer muhalefet partilerinden bir destek bulmadık.

İslam kimliğine uygun yaşayan hanımların, başörtüleriyle iş bulup çalışabilmeleri neredeyse imkânsızdır. Diğer yandan, daha önceden Kosova anayasasında kabul gören, dini kurumların sosyal etkinlikleri kısıtlanmaktadır. Kosova İslam Birliği, Kosova Piskoposluğu ve Sırbistan Ortodoks Kilisesi'nin, dernek statüsünde değerlendirilmeleri Kosova Cumhuriyetinde, dini değerlerin ve kurumların açık bir şekilde aşalanmasının kanıtıdır.

Bayrağı, marşı ve sınırları olsa bile, kültürel ve ahlâki değerlerini kaybetmiş bir Kosova; sömürge olmanın ötesine geçebilir mi?

Kosova kültürel ve dini değerlerini tamamen kaybetmedi, ancak hızla bu yolda ilerliyor. Bu acı gerçek, her akl-ı selim Kosovalı gibi, Adalet Partisi'ni de olağanüstü seviyede tedirgin etmektedir. Milli ve dini değerlerini kurumsal yollardan koruyamayan bir toplum, kimliğini kaybetme riski ile karşı karşıyadır. Kültürel mirasın korunması için, milli ve dini değerleri yansıtan eğitim programlarının uygulanması, ilk, orta ve lise seviyesi okulların tamamında din dersinin verilmesi ve Kosova halkının milli, dini ve ahlaki değerleri ile ilgisi olmayan basın yayın faaliyetlerin kanunlar vasıtasıyla önüne geçilmesi şarttır.

Kosova, insani yardım maskesine bürünen batılı misyonerlerin hedefi haline gelmiş durumda. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Adalet Partisi, faaliyetleri yasalarla uygun olan, batıdan veya doğudan gelen uluslararası sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine saygı göstermektedir. Ancak dernekler yasasında öngörülen faaliyetlerin dışına çıkan, vatandaşların özgürlüklerini kısıtlayan ve onları inciterek, rahatsız edenler de yasaklanmalıdır. Özellikle vurgulamak isterim ki Adalet Partisi,  para, mal ve şiddet aracılığıyla her türlü din değiştirme girişimine hangi dinden olursa olsun kesinlikle karşıdır.

Batı ve İslam dünyası arasında Kosova'nın yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kanaatime göre Kosova Cumhuriyeti, Batılı ülkeler ve İslam ülkeleri ile kıyaslandığında, çok daha iyi bir coğrafi konumuna sahiptir. Batı ve Doğu arasında ki yolların kesişme alanıyız. Bu haliyle Kosova, Batı ve İslam toplumları arasındaki iktisadi ve kültürel ilişkilerin artırılmasının sağlanması adına uygun bir zemindir.

Kosova, Türkiye'nin geçmişte yaptığı gibi, İslam kültürünün dünya medeniyetleri değer hazinesini zenginleştirdiğini kanıtlayacaktır. İslam unsurlarının özel ve kamu hayatında nasıl hayata geçirildikleri ile ilgili, Kosova'nın, Batıda yaşanan karışıklık ve belirsizliklerin aydınlığa çıkartılması sürecinde İslam dünyasını temsilen çok önemli bir rol üstelenebileceğini düşünüyorum.

Avrupa Birliği, çoğunluğu Hıristiyan olan Sırbistan, Karadağ ve Makedonya'ya gibi ülkelere vizesiz seyahat imkânı sağlarken, Türkiye, Bosna, Kosova ve Arnavutluk'u muafiyet dışı bıraktı. Bu tablo nasıl izah edilebilir?

Bu karar Avrupa Konse'yinin, büyük stratejik yanlışlarından biriydi. Bu karar, Kosova, Arnavutluk, Türkiye ve Bosna'da, "Avrupa Birliği'nin İslam karşıtı olduğu" düşüncesini kuvvetlendirmekten başka bir şeye yaramadı. Karar dinlerarası hoşgörünün ruhuna, Balkanlardaki işbirliğinin artırmasına zarar vermeyecektir ama epeyce gereksiz belirsizliği gündeme getirecektir.

Bununla birlikte AB'nin, çok yakında önce Türkiye, Bosna-Hersek ve Arnavutluk'u, ardından Kosova'yı vize muafiyet programına dâhil edecektir. Çünkü bu, Türkiye, Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Kosova'nın olduğu kadar AB'nin de, uzun vadeli çıkarına olan tek seçenektir. Bu hedeften her türlü sapma, Avrupa ile uyum sürecine ve bölge istikrarına büyük bir darbe indirecektir.

Kosova'daki her Arnavut'un, Amerika'ya karşı az veya çok bir sempatisi var. Ancak katliamları durduranlar ile Kosova halkının din değiştirmesi için kapı kapı dolaşan misyonerleri finanse edenler aynı kişiler değil mi?

Sizinde söylediğiniz gibi Amerika ile Arnavutlar arasındaki ilişkilerin kuvvetlenmesini sağlayan, bu ülkenin, 1999 yılı ilkbaharında Sırbistan'ın Arnavutlara karşı soykırım ve sınır dışı etme girişimini engellemesidir. Sorunuzda belirttiğiniz, kişisel olarak kabul edilemez bu davranışlar ikili ilişkilerin gölgelenmesine sebep olmayacaktır. Bu tür faaliyetlerin durdurulması için birlikte çalışabiliriz. Şahsen, öncelikle Kosovalı ailelerin dini değerlerinin güçlendirilmesi ve din değiştirme yönündeki baskıların engellenmesiyle sorunun çözülebileceğini düşünüyorum. Kosovalı ailelerin, şimdiye kadar olduğu gibi, bu baskıların sonuç vermesine fırsat vermeyeceklerdir.

Kosova, 17 Şubat 2008 tarihinin üzerinden geçen iki yılın ardından, tam bağımsızlığı elde edebildi mi? İki yıllık sürede Kosova halkı için neler değişti?

Kosova Cumhuriyeti'nin bağımsızlık sürecindeki çalışmaları ve bağımsızlık ilanı, uluslararası modern hukuka tamamen uygun ve meşrudur. Demokratik bir şekilde seçilen Kosova Meclisi tarafından onaylanmış bir anayasamız var.

Bağımsızlığın garantileri; Kosova halkının büyük bir çoğunluğunun siyasi ve Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ülkelerinin büyük bölümü, Türkiye, Japonya, Avustralya gibi küresel siyasetin büyük aktörleridir. Bu ülkeler Kosova Cumhuriyeti'nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak ilan edilmesi ve tanınması sürecine liderlik ettiler ve desteklediler. Kosova, bugün itibariyle 64 ülke tarafından tanınıyor. Bununla birlikte bilinen sıkıntılar sebebiyle ve parlamenterlerin iradesiyle, Kosova anayasası ülkenin egemenliği ile ilgili yetkilerin bir kısmını uluslararası kurumlara devretmiştir. Tüm sorunlara rağmen, ABD ve Batılı devletlerin birçoğunun, Kosova'nın tam bağımsızlığını arzu ettiklerine inanıyorum.

Geçen iki yıl zarfında çok şey değişti ama ne yazık ki yeterli değil. Öncelikle, yüzyıllık Sırbistan sömürgeliğinin ardından, Kosova Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etmesi ve bu bağımsızlığın 64 ülke tarafından kabul edilmesi çok önemli ve tarihi bir erişimdir. İkinci olarak, uluslararası kurumlara dâhil olunması, net bir başarıdır. Rusya Federasyonu'nun, Kosova'nın bağımsızlığı ile alakalı engelleyici tavrı uluslararası seviyede zorluklar yaşamamıza sebep oldu. Ancak bu geçici bir durumdur, uzun vadeli etkileri olmayacaktır.

Yol ve okul altyapılarında önemli değişimler olmuşsa da, ülkedeki işsizlik ve fakirlik derecesinin yüksek seviyesi, milletin ahlaki değerlerinin sürekli aşağılanması ve dikey uluslararası siyaset anlayışının devam ettirilmesi çözüm bekleyen sorunlar listesinin ilk sıralarında yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu ve Başbakan Hashim Thaci, çok kısa sürede birçok ülke tarafından tanınacaklarını söylemişlerdi. Kosova uluslararası arenadan beklediği desteği alabildi mi?

Kosova, çoğu güçlü ekonomilere sahip ve uluslararası sahada siyasi etkisi olan 64 ülke tarafından tanındı. Bununla birlikte, doğal olarak, beklentiler çok daha büyüktü. Özellikle İslam Konferansı Örgütü'ne üye ülkelerin bağımsızlık ilanını hızlı bir şekilde tanıyacağı tahmin ediliyordu. Görülen o ki, bu ülkelerle gerektiği kadar çalışılmamış. Aynı zamanda AB üyesi beş ülkenin bağımsızlığımızı tanımaması da bizim için üzücü bir sürpriz oldu.

Türkiye Kosova'yı ilk tanıyan ülkelerden biri oldu. Ayrıca Kosova'nın ilk dış temsilciliği de Türkiye'de açıldı. Kosova halkı Türkiye'nin bu desteğini nasıl karşıladı?

Kosova'nın bağımsızlık çabalarına verilen devamlı destek ve bağımsızlığın hızlı bir şekilde tanınması, Kosova halkındaki Türkiye ve Türk milletine yönelik derin saygıyı artırmıştır. Bu artan saygı devletlerimiz ve halklarımız arasındaki tarihi kardeşlik ilişkilerini kuvvetlendirecek ve uzun vadeli stratejik ortaklığa dönüşecektir. Bağımsızlığın ilk iki yılı, Türk milleti ve devletinin, Kosova milleti ve devleti için büyük bir dost ve destekçi olduğunu kanıtlamıştır.

Sırbistan, Kosova'nın bağımsızlık ilanının yasadışı olduğu gerekçesiyle Lahey Adalet Divanı'na başvurdu. Lahey'deki mahkemeden nasıl bir karar çıkabilir?

Bana göre Kosova'nın bağımsızlık ilanı uluslararası hukuka uygundur. Lahey'deki mahkemenin, Kosova Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını onaylayacağından eminim. Kosova bağımsızlığını tamamen kazandı. Bunda hiç bir şüphe yok. Bu bağımsızlığın garantileri Kosova halkının büyük bir çoğunluğunun siyasi iradesi olduğu kadar Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ülkelerinin büyük bölümü, Türkiye, Japonya, Avustralya gibi küresel siyasetin baş aktörleridir. Sırbistan'ın yaptığı başvuru, mahkemenin tavsiye kararının ardından gelecek yeni tanıma kararlarıyla, kendisine olumsuz bir şekilde dönecektir.

Sırbistan, en büyük askeri üssünü Kosova sınırına kurdu. Bu ileriye dönük bir işgal hazırlığı mı? Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tarih boyunca Sırbistan devletinin hareketleri, Kosova milletinin egemenliği ve güvenliği için tehtid oluşturmuştur. Bu son girişim de, Kosova Cumhuriyeti ve özellikle Preşeva Vadisi'ndeki Arnavutlar için yeni bir tehdit uğraşıdır. İnanıyorum ki, Kosova ile NATO arasındaki stratejik ittifak ve her iki ülkenin de AB ve NATO üyeliğine doğru yol alıyor olmaları sebebiyle, Sırp hükümetinin bu çabaları boşa yapılmış harcamadan öte bir anlam ifade etmeyecektir. Bununla birlikte Kosova, Sırp hükümetinden gelen bu tehtidleri sonuna kadar göğüslemek adına, kendi direnç mekanizmalarını oluşturma yolunda gerekli önlemleri almalıdır. Hazır yeri gelmişken, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Kosova Güvenlik Gücüne verdiği desteğin bizim için en büyük güvencelerden biri olduğunu da vurgulamak istiyorum.

Sırbistan, 1999 yılından itibaren yapılan tüm seçimlerde, Kosovalı Sırpları seçime katılmamaya çağırıyor. Sırbistan'ın bu tavrı, Kosovalı Sırplar için bir fayda sağlar mı?

Belgrat'taki hükümet, iktidarda kalabilmek gibi, kendi küçük çıkarları için Kosova'daki Sırp vatandaşları sürekli manipüle etmektedir. 1999 yılından itibaren gerçekleştirilen tüm seçimler öncesinde aynı şeyleri yaptılar. Ancak Kosova vatandaşı olan Sırplar, yeni durumla ilgili bilinç seviyelerinin yükselmesinden sonra, Sırp hükümetinin talebini reddettiler. Kosova devleti için memnuniyet verici seviyede seçimlere katıldılar. Yalnızca Kosova'nın kuzeyinde yaşayan Sırplar, Belgrat hükümetinin talebine olumlu cevap vererek, kendilerini ülkedeki demokratik seçim sürecinin dışında bırakmış oldular.

Sırbistan'ın, 11 Nisan 2008 tarihinde Sırpların çoğunlukta olduğu bölgelerde kendi seçimlerini düzenlediği düşünüldüğünde, Kosova'nın kuzeyinde devlet düzeni sağlayabildiğini söylemek mümkün mü?

Kosova'nın kuzeydeki Sırplar, ülkemizin demokratik kurumlarının anayasal hareketini oldukça zorlaştırıyorlar. Kosova'nın resmi önderinden beklenen hamle ise, EULEX, Uluslararası Özel Temsilciliği ve KFOR'un seferber edilmesidir. Kosova'nın bütün vatandaşlarının iyiliğine hizmet edecek olan anayasal düzen ancak bu şekilde sağlanabilir. Aynı zamanda Kosova Hükümeti ve Kosova Meclisi, anayasada öngörülen çok uluslu toplumun oluşturulması adına, Avrupa Konseyi, IMF ve Dünya Bankası ile işbirliği içerisinde, Kosova'nın kuzeyini özel gümrük statütsü içeren serbest ticaret alanına dönüştürmek için gerekli hukuki adımları hızlı bir şekilde atmalıdır.

Kosova Katolik Kilisesi Piskoposu Dode Gjergji "Kosova Müslümanlarının, İslâmlaştırılmış Katolikler olduklarını ve zamanında zorla dinlerinin değiştirildiği" söylemişti. Sizce bu iddia ne kadar gerçeği yansıtıyor?

Arnavut milleti kendi milli oluşumunda İslam'ı ve Hıristiyanlığın iki kolunu teşkil eden Katolik ve Ortodoksluğu içeren belki de tek Avrupa milletidir. Arnavutlar arasında dini çatışma yaşanmamıştır. Bu durum bizim tarihi zenginliğimizdir. Arnavutların dini açıdan bölünmeleri için sarf edilen bu tür gayretler, sadece sefil bir uğraş olarak kalacaktır.

Birçok bilimsel delille kanıtlanmış ki, Hıristiyanlıktan, İslam'a geçiş süreci kesinlikle şiddet yoluyla olmamıştır. Bu geçiş özel bir süreç vasıtasıyla olmuştur. Bu şekilde Arnavutlar, medeni değerlere sahip milletler arasında yer alma imkânına kavuşmuştur.

Arnavutluk, Kosova ve Makedonya'daki bazı kesimler, Rahibe Teresa ve İskender Bey üzerinden Hıristiyanlık propagandası yaparken, İslam ve Osmanlı düşmanlığını da körüklüyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Arnavutluk tarihinde yer almış figürleri, İslam'a ve Türk milletine karşı kötü niyetle kullanma uğraşları, aşırı Katoliklerin, Arnavut ve Türk milletleri arasındaki mükemmel ilişkilerin temelini oluşturan, altı asırlık birlikte yaşamdan haberdar olmadıklarının bir ifadesidir. Bu tür gayretlerin boşa enerji harcamaktan başka bir anlam ifade etmeyeceğinden eminim.

Adalet Partisi'nin, Türkiye'deki siyasi kuruluşlar ile ilişkileri ne durumda?  Kosovalı Müslümanlar ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi adına önerileriniz neler?

Adalet Partisi, kurulduğu 1999 yılından beri, Türkiye'deki siyasi partilerle ilişki içindedir. Başta Saadet Partisi olmak üzere, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Büyük Birlik Partisi'yle aramızdaki dostluk bizim için büyük önem taşıyor. Bu partilerin siyasi organizasyon tecrübelerinden istifade etme imkânıyla birlikte, ortak siyasi kavramların hayata geçirilmeleri için verdikleri destek bizim için anlamlıdır. Bu vesileyle bir yıl kadar önce vefat eden Muhsin Yazıcıoğlu'na da Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye ve Kosova devletleri arasındaki ilişkinin korunması ve devam etmesi adına verdiği destek için, Allah kendisini en güzel cennet bahçesiyle ödüllendirsin.

Arnavut ve Türk milletlerinin ortak dini kimlikleri göz önünde bulundurulduğunda, bu ilişkilerin doğal olduğunu ve ilişkileri kuvvetlendirecek ortak programların daha da yoğunlaşması gerektiğini düşünüyorum. Kosova ve Türkiye arasındaki ortak iktisadi ve kültürel projelerin hayata geçirilmesi her iki devlet ve halkları arasındaki kardeşlik ilişkilerini kuvvetlendirecektir. Ayrıca Kosova'nın, öncelikle bağımsızlığını tanıyan, İslam Konferansı ülkelerini acilen ziyaret edilmesi ve ikili ilişkileri kuvvetlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Türk Cumhuriyeti'nin iktidar ve muhalefette bulunan tüm siyasi partilerinin, iki ülke arasındaki iktisadi, siyasi ve kültürel ilişkilerin derinleştirmesidir. Arnavut ve Türk milletlerinin arasındaki kardeşlik ilişkilerini kuvvetlendirmek isteyen Adalet Partisi olarak, elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Son olarak, sizin vasıtanızla, Türk milletine ve devletine kardeş selamını iletmek istiyorum.

Sayın Agani, vakit ayırıp söyleşi teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim.

Prof. Dr. Ferid Agani kimdir?

1959 yılında Kosova'da doğdu. 1984 yılında Kosova'nın Priştina Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitede uzmanlığını tamamlayan Agani, 1990 yılında Zagreb Üniversitesi kliniğinde görev yaparak, nöropsikiyatrı uzmanı oldu. Kosova, Amerika, Fransa, Almanya ve Polonya gibi çeşitli ülkelerde yüksek lisans çalışmalarına ve seminerlerine devam etti. 2003'te MA unvanını aldı. 2005'te doktora adayı oldu. Bu yıllarda Kosova Üniversitesi Kliniği Nöropsikiyatri Bölümü'nde görev yaptı.

Ferid Agani, 1999-2001 yılları arasında Kosova Akıl Sağlığı ve İyileştirme Enstitüsü'nde müdürlük yaptı. 2000-2002 yıllarında Sağlık Bakanlığı'na bağlı Akıl Sağlığı Ofisi Danışmanlığı yaptı. Daha sonra Sağlık Bakanlığı Stratejik Yönetim Departmanı'na yönetici olarak atandı. Ferid Agani, savaşın hemen ardından, 1999 yılında kurulan Adalet Partisi'nden milletvekili adayı oldu. 2005 yılında yapılan seçimlerin ardından AP Milletvekili sıfatıyla, Kosova Parlamentosu'na girdi. 2007 yılında Adalet Partisi oylarını iki katına çıkarmasına rağmen, yeni seçim sisteminin getirdiği baraj sebebiyle, meclise temsilci gönderemedi.  2008 yılında Adalet Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi.  Hâlen, Adalet Partisi Genel Başkanlığı ile birlikte; Dünya Sağlık Örgütü Danışmanlığı, Sağlık Bakanlığı Akıl Sağlığı Millî Kurulu Başkanlığı ve Priştine Üniversitesi Asistan Profesörlüğü vazifelerini devam ettiriyor. 

AYHAN DEMİR - MİLLİ GAZETE

  

Yorumlar