Duyuru

Bulgarlar diğer etnik grupların mensuplarına nasıl bakıyor?

Bulgaristan

  /   620   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

 

 

 
Bulgarların dörtte biri çingene komşularına tahammül edemiyor. Ermeni, Yahudi ve Müslüman Bulgarlarla birlikte göreceli olarak iyi kabul görenler grubunda yer alan etnik Türklere karşı sosyal mesafeler de artıyor. Bu etnik azınlık temsilcileri komşu ve arkadaş olarak kabul ediliyor ancak onlarla nikahlar yeğlenmiyor. Bulgarlar, Arap, Arnavut ve Kürtleri en zor kabul ediyor. Bundan önce gerçekleştirilen araştırmalara kıyasla Bulgarların aynı yerleşimde diğer etnik grupların temsilcileriyle bir arada yaşama tahammülünün önemli ölçüde azaldığı gözleniyor. Başkent ve diğer büyük kentlerde yaşayanlar, ayrıca yüksek öğrenimli kişilerin en hoşgörülü olduğu ortaya çıkıyor. 
 

Bunlar, Açık Toplum Enstitüsü’nün Sofya bölümünün gerçekleştirdiği “Bulgaristan’daki Azınlıkların Koydukları Sosyal Mesafeler ve Etnik Stereotipler” adlı araştırmadan alınan sonuçlardır. Bu çalışmayla Bulgar hoşgörüsü hipotezinin doğru olup olmadığının, bunun bir gerçek ya da bir mitos olduğunun saptanması hedefleniyor. “Hoşgörü maskesinin ardında gizli kalan ırkçı ve etnik kör inançlar var mı?”, Türk, Çingene,

Ermeni, Yahudilerden oluşan geleneksel azınlıklara hoşgörülü olan Bulgarlar son yıllarda beliren yeni göçmen topluluklarına ne kadar tahammül gösteriyor?” diye iki kilit sorun mevcuttur.

Araştırma, insanları ne kadar az tanırsak onlara bu kadar büyük bir 
kör inanç gözüyle baktığımızı ortaya koyuyor. Diğerlerin değil de bizim haklı olduğumuzu ıspatlamak için her zaman istatistikten yararlanabiliriz. Açıkçası, istatistik veriler çoğu zaman azınlık gruplarının yararına değil.

Açık Toplum Enstitüsü’nde progr
am müdürü olan Boyan Zahariev bu konuda şunları belirtiyor.


“Kamuoyunda sık sık tartışılan konuların formatı ilke itibariyle yanlıştır. Ülkemizde bulunan milli azınlıklara tutumumuz, oluşan yeni toplumlara ileride şekillenecek olan tavrımız için bir modeldir. Kanımca bu sosyal mesafelerin politikalar üreterek aşılması yeteneği, bir bütün olarak toplumun AB gibi daha büyük topluluklara

entegre olma becerisini belirleyen bir etkendir. Her kişinin böyle bir yeteneğini kendi kendine geliştirmesi ise onun yabancı bir yerde yabancılık çekmemesine, kısa zamanda entegre olmasına yardımcı oluyor.”

Doç. Petya Kabakçieva, Bulgar kimliğinin yanlış
 anlaşılan stereotipinin görüntüsüne ek özellikler kazandırıyor:


 
“İnsanlar “‘Bulgarım, ne mutlu bana!” derken Bulgaristan vatandaşlığını değil, Bulgar olduklarını kastediyorlar. Bence Bulgaristan’da yaşayan bütün etnik toplulukları içinde barındıracak bir ulusal kimliğin yaratılması için gayret göstermeliyiz. Tabii, bunda görülen tahsilin çok büyük önemi var.” 

 


İvelina Vatova Türkçesi: Neli Dimitrova (bnr)

BG HAVADIS 

  

Yorumlar