Duyuru

Ardan Zentürk BGHAVADİS’e konuştu

Bulgaristan

  /   612   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

 

 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Türkler, şu anda, dünyada belki de en çok kendileriyle uğraşan ulusların
başında geliyorlar. Bu nedenle sadece Bulgaristan'daki Türkler ile değil,
pek çok bölge ve sorunla ilgilenemiyorlar

IIIIIII Türkiye’nin deneyimli gazetecisi Ardan Zentürk, Nahit Doğu’ya konuştu..
 
N.D. - Bulgaristan’da 1 milyona yakın Türk yaşıyor ve bunların büyük bir bölümü Türk televizyonlarını izliyor. Ancak durum böyle olduğu halde sözkonusu televizyon kanalları komşu ülke Bulgaristan’a özellikle de buradaki Türklere neredeyse yer ayırmıyor. Örneğin İngiltere’de lağım tıkayan ve küçük bir kasabada su taşkınına yolaçan sütyen ana haberlere girebilirken Bulgaristan’da 10 bin Türkün katıldığı bir anma töreni haberlerde yer alamıyor.

A.Z .- Türk kamuoyu, geçtiğimiz yıllarda, özellikle, merhum Turgut Özal'ın 1980'li yılların başlarında başlattığı dışa açılma politikası doğrultusunda dış dünya ile daha çok yakından ilgileniyordu. Bu dönemler, Kıbrıs, Batı Trakya, Bulgaristan'daki Türk nüfuslar ile, özellikle Dağlık Karabağ sorunu eksenli Azerbaycan Türk kamuoyunun hemen hemen birinci gündem maddeleri arasındaydı. Özellikle, Bulgaristan'daki Türk nüfusun, bu ülkenin demokratikleşmesi öncesinde karşılaştığı olaylar çok yakından takip ediliyordu. Sanıyorum, Bulgaristan'daki Türklerle ilgili gelişmenin temelinde şu ana noktalar bulunmaktadır.

1. Bulgaristan, sadece bizleri değil, Avrupa'yı da şaşırtan bir hızla demokratikleşme sürecini tamamlamış, uluslararası kriterlere göre en gelişmiş demokrasiler içinde yer almış bir devlet oldu. Bu gelişme doğrultusunda bu ülkedeki Türk nüfusun da sorunlarının hızla çözülmesi, yaşanılan ufak-tefek gelişmelere karşın giderek bir Avrupa Birliği vatandaşı olarak güvenlikli bir yaşam sürdürmeleri Türk kamuoyunun ilgisinin daha kritik konulara yönelmesine neden oldu.

2. Türkiye, özellikle son 15 yıl içinde çok ciddi krizler yaşadı, önemli siyasi istikrarsızlıklar atlattı, daha da önemlisi, ülkenin güneydoğusundaki terör tehditinin bütün alınan önlemlere rağmen varlığını sürdürmesi, Türk kamuoyunun daha içe kapanık hale gelmesine neden oldu. Türkler, şu anda, dünyada belki de en çok kendileriyle uğraşan ulusların başında geliyorlar. Bu nedenle sadece Bulgaristan'daki Türkler ile değil, pek çok bölge ve sorunla ilgilenemiyorlar.

3. Yukarıda kısaca belirttiğim gelişmelerde medyanın da önemli payı var. 2007 yılında Bulgaristan'da bulundum, yeni haber kanalı 24 için de 45 dakikalık bir belgesel hazırladım. Şunu söyleyebilirim, çok ilgi çekti. Ama, nedense, haber kanalları dahil Türk televizyon kanalları, belki de maliyet sorunlarını önplanda tutarak sınır ötesi haberleri yerinden izlemeyi pek tercih etmiyorlar.

N.D. – Sofya’da Türk medyasından sadece AA ve CHA’nı temsil eden muhabir var.

A.Z. - Gönül ister ki, Türk medyası sadece haberajanslarına bağlı kalmasın ve ülkenin önemli bütün yayın organları Sofya'da temsilcilikler bulundursun. Nedense bütün herşey için para bulan Türk medyası, iş, bölgesel bir örgütlenmeye geldi mi parasız kalıveriyor. Bunun temelinde maddi değil tamamen Türk medyasını yönetenlerin beyin kimyası yatmaktadır ve ne yazık ki bu beyinler Türkiye kadar büyük bir devlete yakışmayacak ölçüde küçük düşünenlerin beyinleridir. Tabii ki söz konusu yeterli değildir ama, Türkçe'nin çok konuşulan anlatımında olduğu gibi "hiç yoktan iyidir..."

N.D. – ‘Kara haber’ izleyiciyi daha kolay çekiyor. İki ülke medyası tarandığında birbiriyle ilgili haberlerin neredeyse tümü kara.
 

A. Z. - Günümüz insanı ciddi travmalar ile yaşıyor ve mutsuz... İnsanların dikkatini çeken haberlere biz Türk basınında "şükür haberleri" deriz. Yani, insanlar bir başka insanın başına gelmiş bir felaketi izlerken, beyinlerinin arkasında "Çok şükür, bu tür bir olay benim ve ailemin başına gelmedi" diye düşünürler. Bu nedenle, reality haber dediğimiz haber türü en çok ilgi çeken haberlerdir. Bunun perde arkasındaki psikoloji, insanların başkalarının felaketini izlerken, kendi yaşamlarının ne kadar iyi olduğunu düşünme fırsatı yaratmalarıdır. Bu psikoloji, yaşamın bütün alanlarına yayılabilir. Yayılıyor da... Yani, ekonomide yaşanılan iyi bir gelişmeden çok, yarınların ne kadar karanlık olduğunu belirten bir haber daha çok dikkat çekebilmektedir. Bunun temelinde medyanın da kolaya kaçıp, insanları bu tür haberler ile yakalama gayreti bulunmaktadır. Türkiye ve Bulgaristan değil sadece, şöyle bir baktığımızda dünyanın bütün medyaları giderek birbirlerine benzemektedirler. 

  

Yorumlar