Yakın tarihli bir olay medya özgürlüğündeki eksikliklere ışık tuttu.
Southeast European Times için Tiran'dan Manjola Hala'nın haberi -- 13/11/09
Arnavut gazeteciler 4 Kasım'da Tiran'daki hükümet binasının önünde gösteri yaptılar. [Getty Images] |
Araştırmacı bir gazeteciye yönelik fiziksel saldırı çok sayıda Arnavut'u alarma geçirdi.
Faktori+ adlı haber programının bir bölümünde, gazeteci Mero Baze işadamı Rezart Taki'yi Başbakan Sali Berişa'nın da aralarında yer aldığı hükümet ilişkilerini vergi kaçırmak ve ARMO petrol şirketini şaibeli koşullarda özelleştirmek için kullanmakla suçladı.
Daha sonra, iddiaya göre işadamı söz konusu suçlamalara şiddetle karşılık vermeyi seçerek iki korumasının da yardımıyla Tiran'daki bir kafede gazeteciye saldırdı.
Saldırı, sözünü esirgemeyen gazeteciye yönelik bir dizi saldırının sonuncusu oldu. Ocak ayında polis, Baze'nin Tema gazetesini kapatmaya kalkıştı ve 2005 yılında da sahip olduğu BMW marka araba esrarengiz biçimde havaya uçtu.
Taki şimdi saldırıyla suçlanmasına karşın Baze'yi dövdüğünü reddediyor ve iftira suçlamasında bulunuyor.
Arnavutluk Sanayi ve Ticaret Odası Baze'ye yönelik saldırıyı kınamakla birlikte, gazeteciyi sözünü esirgemediği için suçlar gibi de bir görünüm sergiledi. Oda, "İftira kampanyaları dış yatırımlara ve ülkenin imajına zarar veriyor," dedi.
Öte yandan 135 gazeteci geçtiğimiz hafta Tiran'da bir protesto düzenleyerek Arnavutluk'ta yeni medya güvenlik standartları talep eden bir dilekçe imzaladı.
Bu, rüzgara karşı bir savaş olabilir. Sınırsız Gazeteciler bu yıl Arnavutluk'u geçen yılki konumundan beş sıra aşağıda, 88. sıraya yerleştirdi. Örgüt, Arnavutluk'ta araştırmacı gazeteciliğin "ya nüfuz çevrelerini korumada kararlı sanayi gruplarına ya da sık sık haberle propagandayı birbirine karıştıran siyasi partilere ait bir basında kendilerine yer bulmak için mücadele ettiğini" söyledi.
Şimdi tartışmaya blogcular da katılıyor. Alproud çoğunluğun görüşünü benimseyerek saldırıyı kazananın olmadığı "tehlikeli bir oyunda" "Arnavutluk ve imajı açısından çirkin ve pahalıya mal olan" bir olay olarak nitelendiriyor.Keiendi de durumun "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in cumhuriyetine şok edici derecede benzer" olduğuna inanıyor.
Bazıları da içinde bulunduğu kötü durumdan Baze'yi sorumlu tutuyor veya Taki'ye yönelik iddialarını sorguluyorlar.Kenyestrim.fr, "Baze'nin Taki aleyhindeki suçlamaları doğru olsa, Taki hapse girerdi." diyor.
Keiendi, bunun öyle olması gerekmediğini söyleyerek karşı çıkıyor. "Gazeteciler olayın ayrıntılarını gün ışığına çıkarırken, savcılık suçluları adalete teslim etmek için gerçeklerin üzerine giderler. Mahkemeler, bir gazetecinin yayınladığı şeyle ilgili başka bir değerlendirmenin arenasıdır."
Yazar, "Yumruklar, yarışmada tartışmanın eksikliğidir." diye bağlıyor.
Berti genel konsensüsü özetliyor. Ona göre Baze, "bu meslekteki herkesten fazla bedel ödemiş [acı çekmiş] medya insanları arasında yer alıyor". Yazar, bu olayın ancak hükümete değil topluma hizmet etmiş birisinin başına gelebileceği sonucuna varıyor.
Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır.
Yorumlar