Duyuru

Avrupa’nın ortasındaki Müslüman millet: Boşnaklar

Yazılar

  /   1076   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

 
Avrupa'nın orta yerinde Sırp milislerin soykırımına tabi tutulan Boşnak halkına bir Türk gazetecinin izlenimleri...
Pazar, 11 Nisan 2010 
 
 
 

 

 

 

Okan Haksever-Dünya Bülteni / Bosna

Tarihciler, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına yol açan olayın Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun prensinin bir Sırp tarafından öldürülmesi olduğunu kabul eder.
Prensin öldürüldüğü yer ise Sarajevo; Türklerin verdiği isimle Saraybosna.
Sırplar, Birinci Dünya Savaşı’nı çıkarmakla kalmayıp, karışıklıktan faydalanıp binlerce Boşnak’ı katletmiş. O dönemde bölgeden Anadolu’ya ciddi bir göç olmuştu. Yine Sırplar, İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği karmaşayı fırsat bilerek, müslüman katlimamına girişti. Son ve en büyük katliam ise 6 Nisan 1992’de bir sivil Boşnak’ın Sırp kurşunuyla can vermesinin ardından hızla soykırım boyutuna ulaştı. Ne zamanki Boşnaklar, toparlanıp Sırpları geri püskürttü Dayton barış anlaşması imzalanıverdi.

bosna.jpg

Allah, zor zamanlarda müslüman milletlere yolu gösterecek bir lider veriyor. Ya da sıradan bir insana liderlik misyonunu yüklüyor. “Bilge Kral” Aliya da Boşnaklar’ı karanlıktan çıkaran isim oldu.  İzzetbegoviç, tükenme noktasına gelindiği sırada toplayıp, direnen hem komutan olarak cephede hem de Devlet Başkanı olarak masada kazanan nadir devlet adamlarından biri. Aliya’nın Boşnaklar’ı son iyiliğine değinmeden önce Boşnaklar’ı  anlatmakta fayda var. Zira Aliya’nın son iyiliğinin önemi Boşnaklar’ı anlamadan ve anlatmadan anlaşılmaz.

GENÇ NESİLİN DIŞ GÖRÜNÜMÜ

Boşnaklar, Avrupa’nın coğrafı olarak neredeyse ortasında yer alan; Hristiyan onca milletin de ortasında kalmış mazlum bir millet. Tarımdan başka bir işle uğraşmalarına izin verilmediği için meziyetleri de sınırlı. Dini inanış ve yaşayış açısından da ortada kalmışlar. – İmanlarına, camilere gösterdikleri saygıya diyecek yok ama- yaşam tarzı olarak asırlardır iç içe yaşadıkları Sırp ve Hırvatlar’dan pek farkları yok gibi. En azından dış görünüş itibariyle bilhassa 40 yaş altındaki insanları ‘İşte bu bir Sırp; bu gelen de bir müslüman’ diye ayırabilmeniz neredeyse imkansız.  Hatta Boşnak gençlerinin diğer etnik gruplara oranla ‘daha cesur’ giyindiği, ortak kanaat.

bosna2.20100411122835.jpg

Saraybosna, Kastamonu’ya, Mostar ise Bursa’ya benziyor. Çok turist çekiyor ama turistlerin çoğu Türkiye’den. Turizm kapasitesine rağmen, turistik mekanlar bile erkenden kapanıyor. Güvenlik kaygısı değil,kimine göre gözütokluktan kimine göre tembellikten.


 BÖLÜNMEK Mİ HAYIRLI, YOKSA BÖYLESİ Mİ ?


Bölgedeki Sırplar’ın Sırbistan diye bir ülkesi var. Ayrıca Bosna Hersek Federasyonu içinde Sırpska Respublika adında özerk cumhuriyetleri var. Bunların yanında Sarajevo’da ve Mostar’da varlar.


Hırvatlar için de aynı durum geçerli. Boşnaklar ise Sarajevo ve Mostar’a tam anlamıyla “kendi toprağımız” diyemiyor, buraları da Sırp ve Hırvatlar’la paylaşmak zorunda kalıyor. Başbakan Erdoğan, 5-6 Nisan’da resmi ziyarette bulunduğu Sarajevo’da Boşnaklar’ın, “Birileri Bosna Hersek’i bölmek istese Türkiye’nin tavrı ne olur?” sorusuna, “Böldürmemek için gerekirse burda yatarız” cevabını verdi ama geçmiş tecrübelere bakıldığında belki de bölünmesi herkes için hayırlı olacak. Kosova ile bir koridor açıp, Balkanlar’daki 10 milyona yakın müslümanı biraraya getirmek en rasyonel çözüm olabilir.

bosna3.20100411122850.jpg

ALİYA’NIN BOŞNAKLAR’A SON HİZMETİ

Boşnaklar, 1992-1995 arasındaki büyük felaketin etkilerini halen yaşıyor. Ancak gençler biraz daha vurdum duymaz görünüyor ve anne babalarına göre Sırp ve Hırvatlar’a biraz daha yakınlar.

İşte cennet mekan Aliya İzzetbegoviç’in (Bilge Kral demiyorum çünkü. Kral tabiri onun yüceliğini göstermek adına kullanılıyor ama ona biraz hakaret içeriyor. Zira çok sevilmesine rağmen sağlığında Devlet Başkanlığı görevini kendi isteğiyle bırakmış ender kurucu liderlerden biri olarak tarihe geçti.) Boşnak halkına bıraktığı en önemli mesaj hem Sarajevo’da hem de Mostar’da hemen hemen her müslüman evinin duvarlarında duruyor. Bu mesaj Sırp ve Hırvat kurşunlarının izleri.

Aliya, çeşitli imar gerekçeleriyle binalardaki kurşun izlerinin yok edilmesini, boya alçı vs. İle kapatılmasını engellemiş. Çünkü yakın çevresine, “Boşnak halkı unutkandır. Boşnaklar, ortalama 40-50 yılda bir katliama maruz kaldı. Tekrar etmemesi için uyanık olmak; hatırlamak; hatırlatmak gerekiyor” dediği söyleniyor.

KİLİSELER ŞEHRİ SARAYBOSNA

Aslında Osmanlı’da öyle yapmış. Üstad’ın, “Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu” diyerek andığı Osmanlı, tüm Balkanlar’la birlikte Sarajevo ve Mostar’a da mührünü vurmuş. Hemen her sokakta 4-5 asırlık ecdad eserleri var. Ancak beni Bosna’da en çok şaşırtan şeylerin başında neredeyse Hristiyanlığın merkezi Roma’daki kadar kilise görmek oldu. Hemen her Osmanlı eserinin karşısına bir kilise inşa edilmiş. Ezan susar susmaz, çan sesi çınlıyor Saraybosna sokaklarında. Boşnaklar, sadece coğrafik değil, bir çok yönden arada kalmışlar. Boşnaklar’ın en büyük handikapı, Hırvatlar’la ve Sırplar’la aynı dili konuşmaları.

 

BÜYÜK DÜŞÜNÜN

Türkiye’yi çok sevdiklerini anlatmaya gerek yok.  Türkiye’den geldiğimizi öğrenen bir yaşlı amcanın, kolumuzu sıkıca tutup, “Bırakın bu Kürt meselesini, hepimiz müslümanız. Siz bütün İslam alemininin ağabeyisiniz. Büyük düşünün” sözleri kulaklarımda çınlıyor. Hemen her Boşnak’ın Türkiye’ye dair bir anısı, anlatacak bir hikayesi var. Türkiye’deki Süper Lig heyecanını belki de pek çok Türk’ten daha yakın izliyorlar. Sırp saldırıları karşısında Sarajevo Havaalanı’na iki askeri uçakla silah göndererek, direnişi başlatan İran’ın da Boşnaklar’ın gönlünde ayrı bir yeri var. Boşnaklar,” Sırpların Sırbistan’ı, Hırvatlar’ın Hırvatistan’ı,  bizimse Türkiyemiz var” diyor. Aliya’nın ölmeden bir gün önce kendisini ziyaret eden Başbakan Erdoğan’a söylediği gibi : “Burayı bırakmayın. Zira bu sizin atalarınızdan kalan bir göreviniz.” 

  

Yorumlar