Duyuru

Kosova’da neler oluyor?

  /   3970   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 24 Ekim 2005'te aldığı kararın ardından resmen başlayan Kosova'nın bağımsızlık görüşmeleri, Şubat 2007'de BM Kosova Özel Temsilcisi Martti Ahtisaari'nin, Kosova'nın statüsü ve geleceğine dair bir planın kamuoyuna açıklanmasıyla neticelendi. Bu tarihten itibaren Kosova halkının sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesi büyük bir ivme kazandı. 2007 yılının son aylarında doğru ise, Ahtisaari Planı'nın Kosovalı Arnavutlara parlamento, bayrak, milli marş, ordu ve uluslararası ilişkilerde serbest hareket etme imkânı sağlamasından alınan güvenceyle, bağımsızlık ilanı hazırlıklarına başlandı.

Aynı dönemde bu ülkeden Türkiye'ye göç eden Kosovalı vatandaşlarımıza ait bir internet sitesi de, "Kosova halkının en temel meselesi nedir" sorusuna cevap arayan bir anket düzenliyordu. Ankette alt alta sıralanmış birçok seçenek vardı: Bağımsızlık, ekonomi, sağlık, eğitim, din ve ahlâk. Ankete ben de iştirak etmiş ve "din ve ahlâk" seçeneğini işaretlemiştim. Birkaç gün sonra sitenin düzenlediği anket neticelendi. İlan edilen neticeyi gördüğümde çok büyük bir şaşkınlık yaşamıştım. Ankete katılanların çok büyük bir çoğunluğuna göre Kosova'nın en temel sorunu bağımsızlıktı. Ardından ekonomi, sağlık ve eğitim gibi meseleler geliyordu.  Din ve ahlâk meselesi ise çok alt sıralarda yer bulabilmişti.

Anket neticesinin ilanından birkaç ay sonra 17 Şubat 2008 günü,  Kosova Başbakanı Haşim Thaci, Parlamento'yu acil bir toplantıya davet etti. Thaci, toplantıda okuduğu bağımsızlık bildirgesindeki "Bizler halkımızın demokratik yollarla seçilmiş liderleri olarak Kosova'nın bağımsız ve hâkim bir devlet olduğunu ilan ediyoruz" sözleriyle, Sırbistan Cumhuriyeti'nden resmen ayrıldıklarını ilan etti. Yalnızca Kosovalı Sırplar'ın iştirak etmediği toplantıda, bağımsızlık ilanı, katılımcıların oy birliği ve alkışları arasında kabul edildi. Bir başka ifade ile anket katılımcılarının büyük çoğunluğu için Kosova halkının en temel mesele olan bağımsızlığa ulaşılmış oldu.

Kosova, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, Türkiye, Avusturya, Belçika, Hollanda, İtalya ve Japonya'nın da aralarında bulunduğu birçok ülke tarafından kısa sürede tanındı. Son olarak Cibuti Cumhuriyeti'nin, Kosova Cumhuriyeti'ni bağımsız bir devlet olarak tanıma kararı almasıyla birlikte, bu ülkeyi tanıyan devlet sayısı 68'e yükselmiş oldu. Peki, gerçekten Kosova halkının en temel meselesi bu muydu ve gerçekten Kosova halkının en temel meselesi çözüme kavuştu mu? Bu soruya ne yazık ki olumlu cevap vermek mümkün değil. Bağımsızlık ilanının üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, Kosova halkı hâlâ birçok belirsizlik ve mesele ile karşı karşıya bulunuyor.

Dini ve ahlâkî erozyon

Kosova halkı, jeopolitik ve diplomatik sıkıntıların yanında, ekonomik, eğitim ve sağlık sorunlarla da boğuşuyor. Hayat pahalılığı ve işsizliğin her geçen gün daha da arttığı ülkede mevcut maaşlarla geçinmek mümkün değil. Sınır güvenliğinin sağlanması, organize suçlarla mücadele, rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi ve elektrik kesintileri Kosovalıların çözüm beklediği diğer önemli meseleler. Ancak Kosova halkı, tüm bu saydıklarımızdan çok daha önemli ve buraya kadar sıraladığımız meselelerin asıl sebebini teşkil eden, dini ve ahlâkî erozyon problemi ile karşı karşıya bulunuyor.

Kosova Cumhuriyeti, insani yardım maskesine bürünen batılı misyonerlerin hedefi haline gelmiş durumda. Birleşmiş Milletler Kosova Misyonu İdaresi raporuna göre, bugün Kosova'da yetmiş bir misyoner kuruluş yer alıyor ve bunların çoğunluğunu Kuzey Amerika ve İngiltere'den gelen Protestan gruplar oluşturuyor. Misyonerler, büyük çoğunluğu Müslüman olan Kosova'da ev ev, kapı kapı dolaşarak Hıristiyanlıkla alakalı el ilanları ve broşürler dağıtıyorlar. Sosyal yardım kuruluşları, hastaneler, okullar, dil merkezleri, yetimhaneler gibi bilindik misyonerlik yöntemlerinin yanı sıra; ABD'nin ülkenin siyasetindeki belirleyici rolü, Kosova'yı misyonerler için çok daha kolay bir av haline getiriyor.

Aslına bakarsanız Kosova Cumhuriyeti, çok büyük bir zenginliğe sahip bulunuyor. Ülke nüfusunun yarısından daha fazlası 18 yaş ve altı gençlerden oluşuyor. Bir başka ifadeyle Kosova, büyük bir "gençlik merkezi" görünümündedir. Ancak Kosova'daki genç kızların birçoğu Amerika başta olmak üzere EULEX askerleri ile evlenmek için can atıyor. Batılılar, Kosova'yı gayri ahlâki işlerin merkezi haline getirmek için yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Özellikle akşam hava karardıktan sonra, bir elinde alkol şişesiyle gayrı ahlaki bir vaziyette Başkent Prizren ve Priştina sokaklarında dolaşan gençleri görünce, batılıların bu çalışmalarda kısmen başarılı olduklarını anlıyoruz.

Başörtüsü sorunu

Gençliğinin içine düştüğü derin ahlâksızlık çukurunu İslam inancının yaygınlaştırarak kapatması gereken Kosova'da meydana gelen son üzücü gelişmeler de, ne yazık ki, bu yöndeki düşüncelerimizi doğrular mahiyette. Mesela, Kosova Anayasası dini inanç ve eğitim hakkı meselesinde bir ayrım yapmamasına rağmen, Arlinda Zekâ isimli 16 yaşındaki bir Kosovalı genç kız, ülkenin Ferizaj bölgesinde bulunan Pjeter Bogdani Teknik Lisesi'nden başörtüsü sebebiyle uzaklaştırıldı. Bu olayın ardından, haksızlığın giderilmesi için başkent Priştine'de bir araya gelen, binlerce kişinin katılımıyla bir protesto yürüyüşü gerçekleştirmeleri ise Kosova ve Kosovalı Müslümanlar adına umutlarımızı diri tutan bir gelişme oldu.

Unutmamak gerekir ki, bir toplumun esas gücü öncelikle yüksek ahlâk değerleridir. Eğer Kosova'daki gençlere iyi bir eğitim verilir ve ahlâki değerler ile donatılırsa, Kosova gelecekte inanılmaz başarılara imza atabilir. Bu sebeple Kosova Cumhuriyeti yöneticileri, ilk ve orta dereceli okullarda din dersi verilmesi ve insanların dini inanç ve yaşayışları sebebiyle eğitim-öğretim hakkından mahkûm bırakılmamasını sağlayıcı adımlar atmalılar. Eğer ülkenin yöneticileri Kosova halkının bu taleplerine kulak tıkayıp, aksi yönde adımlar atmaya devam ederlerse, Kosova gençliği ahlâki değerlerden tamamen uzaklaşacaktır. Böylesine bir durum, Allah korusun, Kosova için tam bir felaket olabilir.  Ahlâk değerleri olmadan sahip olunacak bayrak, marş ya da sınırlar, Kosova Cumhuriyeti'ni sömürge olmaktan daha ileriye götürmeyecektir. Çünkü maddi kalkınmanın temel şartı, manevi kalkınmanın sağlanmasıdır.

MİLLİ GAZETE 

  

Yorumlar