Duyuru

Provokasyonlar

  /   3654   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

Dönemin Bosna-Hersek Devlet Başkanı rahmetli Aliya İzzetbegovic, Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Devlet Başkanı Franjo Tudman'ın 14 Aralık 1995 tarihinde imzaladıkları Dayton Anlaşması'yla, üç buçuk sene boyunca akan kan ve Boşnakların maruz kaldığı soykırım durduruldu. Ancak Dayton Anlaşması, sürdürülebilir bir barış ortamı sağlayamaya yetmedi. Anlaşmanın imzalandığı günden bu yana, ülkede derin bir siyasi, ekonomik ve sosyal kriz yaşanıyor. 3 Ekim 2010 tarihinde genel seçime gitmeye hazırlanan Bosna-Hersek, her geçen gün biraz daha sosyal ve siyasi parçalanmanın eşiğine yaklaşıyor.

Ülkenin sorunsuz işleyen az sayıdaki yapılarının tamamı neredeyse durma noktasın geldi. Bosnalı Sırpların, ülkeyi bölünmüş, hükümeti işlevsiz ve ayrılma ümitlerini canlı tutan taktikleri, hiçbir alanda iyileştirme yapılmasına müsaade etmiyor. Bosnalı Sırplar, bir yandan Dayton Anlaşması üzerine inşa edilen kamu idaresini ve hizmetleri engellerken, diğer yandan ülkeyi daha çok istikrarsızlığa ve iç karışıklığa sürükleyecek eylemlere girişiyorlar.

Sırpların "peçe yasağı" teklifi

Her fırsatta Bosna-Hersek'ten ayrılma tehdidi savuran, bağımsızlık gününde parlamentonun kapısına kilit vuran Bosnalı Sırplar, bu defa da Bosna-Hersek Parlamentosu'nda gündeme getirdikleri "peçe yasağı" kanun teklifi ile gerginliğe sebep oldular. Mesailerini kötüye giden ülke ekonomisini düzeltmek ve yüzde 40'ı aşan orandaki işsizliğe çare bulmaya harcamak yerine sürekli provokatif eylemlere girişen Bosnalı Sırpların "peçe yasağı" kanun teklifi, ülkedeki kadınların peçe ile dolaşmasını yasaklamayı öngörüyordu.

Bosna-Hersek Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu, Sırp milletvekillerince teklif edilen "peçe yasağı" kanun teklifini görüşmek üzere toplandı. Toplantıda yapılan oylamada, İnsan Hakları Komisyonu üyelerinden dördü kanun teklifinin reddedilmesi yönünde oy kullandı. Kanun teklifiyle ilgili komisyon üyelerinden ikisi lehte oy kullandı, iki komisyon üyesi ise çekimser kaldı. Böylelikle Bazı işgüzar Sırp parlamenterlerin teklifiyle gündeme alınan ve ülkede "kadınların peçeli gezmesini yasaklamayı" öngören kanun teklifi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu tarafından reddedildi. Ancak Bosnalı Sırpların geri adım atmaya niyetleri yok. Bosna-Hersek Parlamentosu'na sundukları kanun teklifine istedikleri desteği alamayan Sırp parlamenterler, söz konusu yasağı Bosna Sırp Cumhuriyeti'nde uygulamak için harekete geçtiler.

Bosna-Hersek Parlamentosu'nun Sırp milletvekillerinden Slavko Jovicic'in, getirmek istedikleri yasakla alakalı, "eski Yugoslavya döneminde "ferace" olarak adlandırılan "peçe" için konan yasağın 1956 yılında çıkartıldığını, dolayısıyla bu girişimin yeni bir durum olmadığı" şeklindeki savunması, hâlâ eski Yugoslavya rüyasından uyanamadıklarının net bir göstergesi. Ayrıca bu kanun teklifinin yasalaşması, Bosna-Hersek gibi çok kültürlü bir toplumun belli bir bölümünü eğitim, iş ve günlük hayatın dışına itecektir. Böylesine sığ ve anlamsız bir yasağın insan haklarıyla bağdaşan hiçbir yanı bulunmuyor. Allah'tan, Bosnalı Sırplar arasında Banja Luka'da faaliyet gösteren Kadınlar Derneği'nin mensupları gibi rüyadan uyanmış bazıları da var. Üyelerinin tamamına yakını Sırp kadınlardan oluşan bu dernek, "peçenin yasaklanmasının en temel insan haklarına aykırı olduğunu" ifade ederek bu yasak girişimine karşı çıkıyor.

Hırvatlar, camilere saldırıyor

Gelelim Bosnalı Hırvatlara... Her ne kadar Bosnalı Sırplar kadar olmasa da, onlarda pek rahat durmuyorlar. Bosnalı Hırvatlar, Bosna-Hersek'teki Müslüman varlığını ortadan kaldırmak adına 9 Kasım 1993 tarihinde Mostar Köprüsü'nü yerle bir eden Hırvat topçusu gibi, ülkede siyasi, ekonomik ve sosyal kaos ortamının oluşumuna mütevazı katkılarını esirgemiyorlar. Mesela, Ramazan'ın ilk günü, Boşnaklarla Hırvatların bir arada yaşadığı Gornji Vakuf'a bağlı Jdrimsi köyündeki bir camiye saldırı düzenlendi. Orta Bosna Kantonu İçişleri Bakanlığı'nın verdiği bilgilere göre; caminin camlarını kıran ve maddi hasara neden olan iki kişi gözaltına alındı. Gözaltı sorgulaması esnasında suçlarını itiraf eden saldırganların her ikisi de Hırvat asıllı.

Bu üzücü saldırı olayından birkaç gün sonra, Bosna Hersek'in kuzeyinde bulunan ve Boşnak nüfusun çok az olduğu Bosanski Brod kentindeki Huseyiniye Camii'ne, teravih namazı öncesi bir saldırı düzenlendi. Saldırı esnasında caminin camları kırıldı. Bosanski Brod Baş İmamı Adnan Jusic'in verdiği bilgiye göre, bu saldırı Ramazan ayı içerisinde camiye yönelik üçüncü saldırı. Yine Huseyiniye Camii imamı Sedim Oruç'un verdiği bilgiye göre, camiye Ramazan ayı öncesinde de saldırılar gerçekleştirilmiş. Bir kaç yıl önce de, Huseyiniye Camii'nin içine domuz eti atılmış.

Aynı şekilde, 1992-95 yılları arasındaki savaşın ardından, ülkenin güneyinde bulunan ve Hırvat nüfusun yoğun olarak yaşadığı Livno kenti yakınlarındaki Sturba köyüne dönen Boşnaklar, bölgede bir cami yapılması için çalışmalara başlamışlardı. Köydeki Boşnaklar, Ramazanla birlikte caminin bir kısmını teravih için kullanmaya başlamışlardı. Ancak, inşaat halindeki bu camii, "izinsiz olduğu" iddiasıyla, Livno Belediyesi'nin Hırvat yetkilileri tarafından yıkıldı. Livno Belediyesi'nin, caminin yıkımıyla alakalı resmi açıklama ise oldukça ilginç: "Sturba köyünde tarih boyunca bir cami olmadı. Cami inşaatı köyün "genel görüntüsünü" tamamen değiştirebilir."

Livno Belediyesi'nin Hırvat yetkilileri tarafından yapılan bu garip açıklamanın ardından, insanın aklına ister istemez, Srebrenitsa yakınlarındaki Konjevic Polje köyünde yaşayan 68 yaşındaki Fata Orlovic geliyor. Fata Orlovic'e ait evin bahçesine Sırplar tarafından, izinsiz, kilise inşa edilmişti. Fata Orlovic, yılmadan, yıllar boyunca hak arama mücadelesini sürdürdü. Bu süreçte, kilisenin papazı Milan Milanovic ve oğlu tarafından altı kez kere saldırıya uğradı. Hatta birkaç kez hastanelik olacak derecede dayak yedi ama toprağını vermedi. En sonunda, mahkeme, kilisenin yıkılması yönünde bir karar aldı. Ancak, izinsiz inşa edilen bu kaçak kilisenin yıkılması için henüz hiçbir girişimde bulunulmadı. Bir başka ifadeyle Bosna-Hersek'te, Dayton Anlaşması, Bosnalı Sırplar ve Bosnalı Hırvatlar lehine oldukça iyi çalışıyor. Ancak Boşnaklar için her Dayton Anlaşması ile geçen her gün biraz daha zor, biraz daha çekilmez hale geliyor.

MİLLİ GAZETE 

  

Yorumlar