Duyuru

Başmüftülük abluka altında

  /   3600   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

Mübarek Ramazan ayını huzur ve mutluluk içerinde ibadet ve taatle değerlendirmek isteyen Bulgaristan'daki Müslümanlar, ne yazık ki, Kadir gecesini bile "Başmüftülük sorununun" gölgesinde geçirmek zorunda kaldılar. Çünkü eski komünist polis ajanı Nedim Gencev'in, yıllardır devam eden haksız ve de hukuksuz yoldan Bulgaristan Başmüftülüğü'nü ele geçirme ihtirası, bu ülkede yaşayan Müslüman ve Türkler için çok ciddi bir sıkıntıya dönüşmüş bulunuyor. Bulgaristan Yüksek İdare Mahkemesi'nin 12 Mayıs 2010 tarihinde aldığı karar ile Bulgaristan Müslümanları Yüksek Dini Şûra Başkanı ilan edilen eski komünist polis ajanı Nedim Gencev, başkent Sofya'daki Başmüftülük binasını işgal teşebbüslerini aralıksız devam ettiriyor. Bulgar savcılar ve siyasetçiler ise, olan biteni görmezden gelerek, ajan Nedim Gencev'i dolaylı yoldan destekliyorlar.

Todor Jivkov'un komünist rejimi tarafından müftü olarak tayin edilen Nedim Gencev taraftarları, geçtiğimiz günlerde Gotze Delçev ve Nevrokop şehirlerindeki bölge camilerine ve müftülüklerine saldırılarda bulundular, ancak başarılı olamadılar. Ardından Filibe'deki tarihi Muradiye Camii'ni kaba güçle işgal ettiler. Ramazan'ın ilk gününde kılınan teravih namazında büyük bir kargaşaya sebep oldular. Nedim Gencev adlı hainin son hedefi ise Sofya'daki Baş müftülük binası oldu. Başlarında Nikolay Pankov isimli bir sünnetsizin bulunduğu yirmi kişilik Bulgar Hıristiyan'ı yanlarına alan Nedim Gencev taraftarları, geçtiğimiz Cuma günü Bulgaristan Başmüftülük binasına dayandı. Bulgaristan'daki Müslümanların bir asırlık dinî kurumu olan Başmüftülük binasını ele geçirmek ve Müslümanların çalışmalarını engellemek için kapıları zorladılar.

Başmüftülük nöbette

Ellerindeki sigaraları içerek Başmüftülük binasına gelen Bulgar noter ve Nedim Gencev'in korumaları, Başmüftülük binasının kapılarını açarak Başmüftülüğü ele geçirmek için fırsat kollamaya başladılar. Ancak komünist ajan Nedim Gencev ve Bulgar işbirlikçilerine ilk tepki Başmüftülük çalışanlarından geldi. Başmüftü Yardımcısı Vedat Ahmed önderliğindeki bir kısım personel içeride, seçilmiş Başmüftü Dr. Mustafa Hacı Aliş önderliğindeki diğer bir kısım personel ise dışarıda olmak üzere Başmüftülük binasında nöbet tutmaya başladılar. Cuma namazından çıkan cemaatin bir kısmı da olay yerine gelerek bu başıbozukluğa müdahale ettiler. Ayrıca iftar vaktine doğru taşradan gelen birçok Müslüman da, Bulgaristan Başmüftü Mustafa Aliş'e destek verdiler. Müslümanlar, Başmüftü Dr. Mustafa Hacı Aliş'in önderliğinde akşam namazını kılarak, hep birlikte Başmüftülük binası önünde iftar ettiler.

Başmüftülük binası içerisinde bulunan Başmüftü Yardımcısı Vedat Ahmet ile telefonda görüştüm. Olayların gelişimi hakkında ayrıntılı bilgi aldım. Başmüftü yardımcısı, giriş çıkışı engelleyen ajan Gencev'in adamlarına rağmen, binayı hiçbir şart altında terk etmeyeceklerini söyledi. Ayrıca, "savcılıktan talimat olmadığı" gerekçesiyle Bulgar polisi ve jandarmasının, Başmüftülük binası etrafında devam eden bu şarlatanlığı seyretmekten öte bir şey yapmadığını ve Başmüftülük binasının etrafındaki bu komünist kuşatmayı engellemek adına hiçbir savcıya ulaşamadıklarını da söyledi.

Başmüftü Yardımcısı Vedat Ahmet'e "yeni bir Müslüman Konferansı düzenlemek meselenin çözümüne katkı sağlayabilir mi? Sizin çözüm öneriniz nedir?" şeklindeki soruma ise şu cevabı verdi: "Biz yeni bir Müslüman Kongresi yapılmasından çekinmiyoruz. Aksine bunu arzu ediyoruz. Ancak 1997-2009 yılları arasında tam altı kez kongre yapıldı. Buna rağmen mesele hâlâ bir çözüme kavuşturulamadı. Bizce meseleyi kalıcı bir çözüme kavuşturmanın yolu 2009 yılında yapılan Müslüman Konferansı'nda alınan kararların kabul edilmesidir."

Bulgaristan Müslümanlarının yıllardır başını ağrıtan ajan Gencev meselesinin bu safhaya gelmesinde en önemli etkenlerden birisi de hiç kuşkusuz Bulgar ve Türk siyasetçilerin meseleye karşı duyarsızlığıdır. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un tarafsızlık vaatlerinden sadece bir gün sonra Bulgaristan Müslümanları Başmüftülük binasının kuşatma altına alınmasını anlamak mümkün değil. Görünen o ki, "kimsenin etnik meseleleri kurcalamaması gerektiğini ve Hıristiyan-Müslüman ayırımı yapmayacağını" söyleyen Bulgaristan Başbakanı'nın tarafsızlık anlayışı, aslında, haksız işgal girişimlerine göz yummaktan ibaretmiş.

Siyasilere çağrı

Haydi, gâvur gâvurluğunu yapıyor diyelim. Peki, Bulgaristan Başmüftülüğü üzerindeki baskılar günden güne artarak devam ederken, Bulgaristan'daki Müslüman ve Türkleri temsil iddiasındaki Hak ve Özgürlükler Hareketi-DPS Genel Başkanı Ahmet Doğan ve bu ülkedeki Müslüman ve Türklerin oylarıyla parlamentoya giden 38 milletvekili nerelerdeler? Neden meselenin çözümünde aktif rol almıyorlar? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı, yurt dışındaki Türklerden sorumlu Devlet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin olan biteni sessizce seyretmesi de oldukça üzüntü verici bir durum.

Bulgaristan'daki Müslümanlar, bu baskı ve zorbalığa karşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Yurtdışındaki Türklerden sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, en kısa sürede müdahil olup, seçilmiş Başmüftü Mustafa Hacı Aliş ve Başmüftülük personelinin çalışmalarını özgürce devam ettirmeleri için yardım bekliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu eliyle, AB üyesi Bulgaristan'da yaşanan bu zorbalığı uluslararası kamuoyunun gündemine taşımalı. Böylece günlerce gazete ve televizyon haberlerinde gündem olan AKPM Başkanlığı'nın ilk defa bir Türk tarafından yürütülüyor olmasının farkı ortaya konulmuş olacaktır.

Bulgaristan Müslümanlarının bu haklı davasına, Milli Gazete olarak, bizler de destek veriyoruz. Hak ve Özgürlükler Hareketi-DPS, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yetkili makamlarını, ivedi olarak, dindaş ve soydaşlarımızın elinden tutmaya davet ediyoruz.

MİLLİ GAZETE

  

Yorumlar