Duyuru

İyi geceler Sırbistan!

  /   4165   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

Bugüne kadar Sırplar ve Çetnikler hakkında onlarca yazı kaleme aldım. Neredeyse tamamının içeriğinde hüzün ve gözyaşı vardı: Boşnakların gözyaşı, Arnavutların gözyaşı, Müslümanların gözyaşı... Bu yazısının kaleme alınma gerekçesinde de Boşnakların, Arnavutların ve Türklerin gözyaşı var. Ancak bu sefer gözyaşları, hüzünden değil, sevinç ve gururdan aktı.

Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda Fildişi Sahili, Yunanistan, Porto Riko, Rusya, Çin, Fransa ve Slovenya'yı farklı mağlup etmeyi başaran basketbol milli takımımız, cumartesi gecesi, Sırbistan'ın karşısına çıktı. On yedi bin kişi kapasiteli İstanbul Sinan Erdem Spor Salonunda, beş yüz Sırp dışında, herkes Türkiye'nin galibiyeti için hop oturup hop kalktı. Daha önceki maçlarını ikinci periyotta koparan ve açık ara kazanan basketbol milli takımımız, bu maçta, şampiyonanın en kötü oyununu sergiledi.

Son beş dakikaya kadar geriden geldi. Maçın bitimine yarım saniye kala Kerem Tunçeri'nin attığı basketle, Sırbistan karşısında, bir sayı öne geçtik. Boşnak oyuncu Semih Erden [Muriç], son hücumu yapan Sırpların atışını mükemmel bir blokla kesti. Karşılaşma 83-82'lik skorla Türkiye'nin lehine neticelendi. Böylece basketbol milli takımımız kendisi için final biletini alırken, Sırbistan için de eve dönüş biletini kesmiş oldu.

Buraya kadar ifade ettiklerimiz her spor müsabakası ve sonrasında görebileceğiniz türden şeylerdi. Ancak Sırplar, her zaman olduğu gibi, sporu spor olmaktan çıkarıp siyaset bulaştırmayı başardılar. Malumunuz, basketbol elle oynanan bir oyundur. Ne var ki, cumartesi gecesi Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynanan maçta, antrenöründen oyuncularına kadar tüm Sırbistan basketbol milli takımı, her türlü ayak oyununu denedi. Sırp oyuncular, daha önceki karşılaşmalarda olduğu gibi, bu karşılaşmada da çetnik selamı verdiler. Karşılaşmayı seyretmeye gelen Sırp seyirciler de, en az milli takım oyuncuları kadar, hazırlıklıydı. Türk seyircilere ayrılan bölüme oturan birkaç Sırp, maç başlamadan Sırbistan bayrağı açarak ortamın gerilmesine sebep oldular. Neyse ki, Sırpların istediği olmadı ve güvenlik güçlerinin müdahalesiyle bulundukları yerden alındılar. Ancak Sırp provokatörlüğü bununla da kalmadı. Başlarında yeşil Çetnik şapkaları olmak üzere, maç boyunca kameralara çetnik işareti yaptılar.

Peki, Çetnik kimdir? Çetnik işaretin anlamı nedir? Çetnikler, İkinci Dünya Savaşı esnasında eski Yugoslavya'da yaşayan ve Sırp olmayan bütün milletler gibi, on binlerce Müslüman Boşnak'ı katleden faşist katiller topluluğudur. Çetnikler, baş, işaret ve orta parmakların yardımıyla üç sayısını işaret etmeye benzeyen "çetnik selamı"nı sembol olarak kullanıyorlar. Merkezi Sırbistan'da bulunan en büyük Çetnik çetesinin komutanı Draza Mihajilovic (Draja Mihayiloviç)'di. Mihajilovic, Foça katliamı başta olmak üzere birçok katliamın emrini veren canidir. Draza Mihajilovic'in bizzat organize ettiği Foça katliamında, iki gün içinde, beş bin Foçalı Boşnak katledilmişti.

Savaş sırasında bir süre müttefiklerin yardımını alan Mihajilovic, bu destek kesilince, Tito'nun partizan kuvvetleri tarafından yakalanarak, 1945 yılında idam edildi. Ancak bu bile Sırp Çetniklerin zihninden katliamı, elinden kanı silmek için yeterli olmadı. Bosna-Hersek halkının, 1 Mart 1992'de, bağımsızlığa "evet" demesinin ardından Sırp Çetnikler, Avrupa'nın orta yerinde dünyada eşine az rastlanır bir soykırıma giriştiler. Yaklaşık dört sene boyunca devam eden Sırp saldırganlığı esnasında 250 bin Boşnak şehit oldu. Toplam da 320 bin kişi hayatını kaybetti. 1992-1995 yılları arasında on binlerce Boşnak Müslüman'ın katledilmesinin emrini vermekten, yargılanan Radovan Karadzic, çetniklerin son temsilcilerindendi.

Türk halkı, spor sahalarındaki "çetnik selamı"nı ilk olarak Fenerbahçe'nin eski oyuncusu Mateja Kezman'ı [Mateya Kejman] transfer etmesiyle tanıdı. Galatasaray'ın bir başka Sırp futbolcu Sasa İlic'i [Saşa İliç] transfer etmesiyle tartışmalar yeniden başladı. Mateja Kezman Fenerbahçe'den, Sasa İlic Galatasaray'dan ayrıldı. Ancak Müslümanlar, yakasını bir türlü Sırp çetniklerden kurtaramadı. Galatasaray kulübü basketbol takımının geçtiğimiz yıl transfer ettiği Milan Gurovic de, Mihajilovic'in dövmesini sol omzunda taşıyan bir Sırp milliyetçisi. Kolundaki çentik dövmesi ile basketbol dünyasını karıştıran "Çiça" lakaplı Milan Gurovic, maçlarda çetnik işareti yapmaktan da geri kalmıyor.

Basketbol milli takımımızın, her türlü provokasyon girişimi ve spora siyaset bulaştırma girişimine rağmen beş kez dünya şampiyonu olan Sırbistan'a karşı, elde ettiği bu galibiyet tüm Türkiye'ye ikinci bayram sevincini yaşattı. Aslına bakarsanız basketbol milli takımımızın Sırbistan galibiyeti sadece Türkleri değil, Bosna-Hersek, Kosova ve Sancak'taki Boşnaklar ve Arnavutlar için de en güzel bayram hediyesi oldu. Eline Türk bayrağını alan Boşnak ve Arnavutlar, Bosna-Hersek, Kosova ve Sancak sokaklarını "Turska, Turska..." yani "Türkiye, Türkiye..." sloganlarıyla inlettiler. Maçın ardından görüştüğümüz Bosna-Hersek ve Kosova'daki dostlarımız ise, bu sevinci kendilerine yaşatan, on iki dev adama tebrik ve teşekkürlerini iletiyordu. Elbette bizler de, bize bu sevinci yaşatan milli takım oyuncularımıza teşekkür ve tebriklerimizi sunuyoruz.

Bu yazı, Türkiye-Sırbistan maçının hemen ardından kaleme alındı. Bu sebeple Türkiye-ABD arasındaki final karşılaşmasının neticesini bilemiyorum. İnşallah, milli takımımız bu maçı da kazanarak, tarihinde ilk kez altın madalyaya uzanır. Kazanamasak da canları sağ olsun. Çetnik şapkasını başlarına geçirip, çentik işareti yapan Sırpların şapkalarını ve ellerini ceplerine sokup, başları önlerinde Belgrad'a gönderdiler ya, bu bize yeterde artar. Teşekkürler, "12 Dev Adam." Laku noc moja mala Srbijo!

Milli Gazete 

  

Yorumlar