Bosnalı  Sırpların "kasap" lakaplı komutanı Ratko Mladic, Srebrenica'da  soykırıma girişmeden kısa süre önce şunları söylüyordu: "İşte 11 Temmuz  1995'de Srebrenitsa'dayız. Diğerlerinden daha büyük bir günün  arifesindeyiz. Bu şehri Sırp halkına hediye ediyoruz. Ve nihayet,  isyanların ardından, bu bölgede Türklerden intikam alma zamanı geldi."  Mladic, o gün kamera karşısında söylediklerini harfi harfine yaptı.  Srebrenica'da, on bin civarında Müslüman Boşnak'ın katledilmesi emrini  verdi.
Ratko Mladic, 1992-95 yılları arasında, tam 44 ay süren ve  on binden fazla sivilin ölümüne sebep olan Saraybosna kuşatmasını da  idare etmişti. Mladic, saldırıların 55. gününde, önce Albay Kovaçeviç’e,  “155 mm’lik silahlarla Başçarşı’ya ve kuzeyindeki Gazi Husrev Beg  Camisine kadar ateş edin. Öldürebildiğiniz her şeyi öldürün”, ardından  Albay Velyko Stoyanoviç’e, “Hresa’dan Velesica’ya ateş açın. Orada  Sırplar azdır” emrini vermişti.
Ne var ki Ratko Mladic, kameralar  karşısındaki bu cüretkâr ve alçak üslubunu uzun süre devam ettiremedi.  Savaşın bitmesiyle birlikte kayıplara karıştı. Mladic, Sırbistan’ın ve  ABD’nin ödül vaadine ve gelişmiş teknolojiyle yürütülen araştırmalara  rağmen, on altı yıl yakalanamadı. En azından bizi buna inandırmak  istediler. Ancak bu yalanlara inanmamamız için o kadar çok gerekçe vardı  ki...
Hatırlayacaksınız, Bosna-Hersek'teki katliamların bir  diğer sorumlusu Radovan Karadzic, sadece saç ve sakalını uzatarak, 13  yıl boyunca Sırbistan'da yaşamaya devam etmişti. Ancak AB Komiseri Olli  Rehn, Karadzic ve Mladic teslim edilmeden, Sırbistan’la anlaşma  imzalanmayacağını açıklayınca Sırbistan yönetimi harekete geçti.  Karadzic, 18 Temmuz 2008’de, Belgrad’da bir belediye otobüsünde  yakalandı ve mahkemeye teslim edildi.
Ratko Mladic'in durumu da,  Karadzic'ten pek farklı değil. Mladic, hiçbir zaman bilinmeyen bir yerde  olmadı. O da, Karadzic gibi, pazarlık vesilesi olarak kullanıldı.  Mladic'in neden bugüne kadar yakalanmadığı, eski koruması Branislav  Puhalo'nun, Belgrad'daki mahkemeye verdiği şu ifadelerde saklıdır:  “"Resmi plakalı araçlarla dolaşıyorduk. Mladic, 2001 sonuna kadar,  Belgrad'da özgürce dolaşabiliyordu. Futbol maçlarını izleyip,  restoranlara gidiyor, emniyet müdürlüğünü ziyaret ediyordu. Mladic, 2002  yılına kadar 50 kişilik bir koruma ekibiyle dolaşıyordu ve  Cumhurbaşkanı Boris Tadic'in bundan haberdardı.”
Ratko Mladic,  Slobodan Milosevic'in cenaze törenine de katılmış. 2002 yılında, Savaş  Suçları Mahkemesi Savcısı Carla Del Ponte'nin bulunduğu büyükelçilik  binasının karşısındaki lokantaya giderek, savcıyı uzaktan izleme  cüretini bile göstermiş. Mladic, 2003'e kadar, yakalanma endişesi  olmadan Sırbistan'da dolaşmış. Bunu çok iyi bilen Sırp lider Zoran  Djindjic, 2003 yılında, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne Mladic'i  yakalama sözü vermişti. Ancak Djindjic, bu sözü verdikten birkaç gün  sonra öldürüldü.
Mladic'in, elini kolunu sallayarak Sırbistan'da  dolaştığı, Saraybosna’nın FTV kanalının, Haziran 2009’da, yayınladığı  görüntülerden de anlaşılmaktaydı. Mladic’in oğlu tarafından kayda  alındığı tahmin edilen görüntülerde; eşi ve geliniyle birlikte katıldığı  bir düğünde şarkı söyleyip, halay çekiyordu.
Bosna-Hersek  Uluslararası Toplum Yüksek Temsilciliği Birinci Yardımcısı olan ABD'li  diplomat Raffi Gregorian'ın, 2007 yılında, Bosna-Hersek ulusal  televizyonunda yaptığı konuşma, onun, hayatta olduğunun açık bir  kanıtıydı: "Onlar Sırbistan'dalar. Sırbistan Başbakanı Vojislav  Kostunica yakalanmaları meselesini bir telefonla çözebilir."
Nitekim  her şey Gregorian'ın söylediği gibi oldu. AB’den istediğini alan  Sırbistan için Mladic’i teslim etme konusunda hiçbir engel kalmadı. AB  fonlarıyla Zrenjanin'de yapılan inşaatlarda çalışan Mladic, 26 Mayıs  2011 günü,  Belgrad'ın 100 km kuzeyindeki Lazarevo köyünde yakalandı.
Mladic’in  yıllar sonra yakalanması, aslında, sahnelenen oyunun bir başka  perdesine geçildiğini gösteriyor. Mladic’in yakalanmasından tek karlı  çıkarılmak istenen, yıllarca savaş suçlularını saklayan, Sırbistan’dır.  Sırbistan’ın, işlediği savaş suçlarının üzeri örtülüp, yüceltilmesine  şimdiden başlandı. Ancak Mladic’in yakalandığı köy halkının, onu  kahraman kabul ederek, köye ismini vermek istemeleri ve Belgrad’da  kendisine destek gösterileri yapılması, aslında kanla kurdukları düzenin  halen işlediğinin açık bir göstergesidir.
Bu işten tek zararlı  çıkacak olan ise, acılı Bosna halkı olacaktır. Duruşmalar yıllarca devam  edecek. Bu esnada, Karadzic ve Mladic, tüm dünyayla dalga geçecekler.  Karadzic’in avukatı vasıtasıyla kamuoyuna duyurduğu “Mladic’in  yakalanmasından üzüntü duyuyorum. Birlikte adaletin tesis edilmesi için  çalışacağız” sözleri bunun en somut göstergesidir.
Tüm bunlar  yaşanırken, Boşnakların, yaşanan şarlatanlığı uzaktan seyretmekten başka  şansı olmayacak. Srebrenica Anneleri, her duruşmada yeniden  kahrolacaklar. Vahşi Batı, tüm Çentik ve Ustaşaları tutuklasa dahi, bir  Srebrenica’lı annenin evladını geri getiremez. Sırp kasapları Karadzic  ve Mladic için tek adalet, “Hunting Party” filminde olduğu gibi,  Başçarşı’nın orta yerine bırakılmalarıdır.
Ayhan Demir
Dünyaya YENİ SÖZ
ademir@dunyayayenisoz.com
	
        		
        
Yorumlar