Duyuru

Srebrenitsa

  /   5167   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

İsmini, gümüş anlamına gelen, "Srebren" kelimesinden alan Srebrenitsa [Srebrenica], maden rezervleri, şifalı suları ve tüccarlarıyla meşhur Katolik kasabalarındandı.

Ortaçağın son dönemlerinde, Ragusalı tüccarların, Alman madencilerin ve Fransisken keşişlerin yoğun ilgi gösterdiği, Batı Balkanların en müreffeh kentlerinden biri olarak tanınmıştı.

Srebrenitsa, Bosna’nın diğer şehirleri gibi, on beşinci yüzyılda Osmanlı topraklarına dâhil oldu. Ancak büyük bir Katolik Alman ve Ragusalı nüfusa sahip olan Srebrenitsa’nın İslamlaşması, hiçbir baskı olmaksızın, halkın kendi arzusuyla gerçekleşti. Hiçbir zaman kitleler halinde bir din değiştirme olmadı. İslamlaşma, kuşaklar boyu devam etti. On altıncı yüzyılın ortalarında bile nüfusunun üçte ikisinin hala Katolik olduğu düşünülecek olursa, bölge halkının ne kadar geniş bir dini özgürlüğe sahip olduğu daha iyi anlaşılabilir.

Srebrenitsa, Orta Çağ ve Osmanlı dönemi kadar olmasa da, eski Yugoslavya döneminde de Balkanların uğrak noktalarından bir tanesi oldu. Ancak, 1992 yılında başlayan Sırp saldırganlığı sebebiyle Srebrenitsa, insan dışkısı kokan dev bir mülteci kampına dönüştü. Yaklaşık üç buçuk yıl boyunca devam eden kanlı şarlatanlığın sonuna gelindiğinde, Sırp Çetnikler, finali de kendilerine yakışan şekilde yapmaya karar verdiler. Ratko Mladic komutasındaki Sırp Çetnikler, Temmuz 1995’de sırf Müslüman oldukları gerekçesiyle, 12-77 yaş arası binlerce silahsız sivil Boşnak erkeği katlettiler.

BM İnsan Hakları Raportörü Tadeusz Mazowiecki, Sırp Çentiklerin bu kanlı şarlatanlığını şu şekilde tanımlıyordu: “Sivil halka yönelik saldırılarla, cinayetlerle ve tecavüzlerle, ancak barbarca olarak tanımlanabilecek kadar muazzam çapta olan çok ciddi bir insan hakları ihlalidir bu.”


Srebrenitsa toprakları, on dördüncü yüzyılda gümüş madenleri ve şifalı suları için kazılırken, bugün, bedeni parçalara ayrılmış ve ayrı ayrı yerlere gömülmüş Boşnak şehitlerin, bir mezar sahibi olabilmesi umuduyla kazılıyor. Boşnak Müslümanlar, yıllardır, bir yandan kazıyor, bir yandan da “uygar dünyaya” şu soruyu soruyorlar: Saraybosna, Bihac, Gorazde, Zepa, Tuzla ve Srebrenitsa, BM Güvenlik Konseyi’nin 819 ve 824 sayılı kararlarıyla, “Güvenli Bölge” ilan etmesine rağmen, tüm bunlar nasıl ve neden yaşandı?

“8372…” Projesi

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa’nın orta yerinde gerçekleştirilen en büyük insanlık suçu olan Srebrenitsa katliamı esnasında, resmi rakamlara göre, 8372 kişi katledildi. Elbette, her geçen gün bulunan yeni toplu mezarlarla bu sayı daha da artıyor. Ancak Sırp Cumhuriyeti ve Sırbistan, soykırımı inkâr etmeye devam ediyorlar. Zaten Bosna-Hersek’te ders kitaplarında, Sırp Çentiklerin giriştiği katliam ve yıkımlara dair hiçbir şeyden bahsedilmiyor. Olan bitenden habersiz yeni bir nesil yetiştirilmek isteniyor.

Elbette böylesine zorlu şartlar altında, hak arama mücadelesi yürütmek ve katillere hak ettikleri cezanın verilmesini sağlamak hiç de kolay değil. Ancak, başta Boşnaklar olmak üzere, vicdan sahibi tüm insanların yapması gereken en temel vazife, 1992-1995 yılları arasında Saraybosna, Bihac, Gorazde, Zepa, Tuzla, Srebrenitsa ve diğer Bosna-Hersek şehirlerinde neler yaşandığını unutturmamak adına, yaşananları tüm dünyaya tekrar tekrar göstermek olmalı.

İşte, üyeleri Türkiye’ye eğitim görmek üzere Bosna ve Sancak’tan gelen üniversite öğrencilerden oluşan çiçeği burnunda Genç Boşnaklar Derneği, tam da bu amaçlar doğrultusunda kurulmuş bir sivil toplum kuruluşu. 4 Şubat’ta kurulan ve resmi açılışını 5 Mart 2011’de yapan GBD, “8372...” isimli bir proje için oldukça yoğun bir çalışma yürütüyor. “8372…”, 2010 yılında Almanya’nın Berlin şehrinde yapılan “Utanç Direği” [Pillars of the Shame] isimli projeden ilham alınarak hazırlanmış.

Bu projenin ilk adımı, siyasiler, sanatçılar, medyatik kişiler ve üniversite öğrencileri gibi Türkiye’deki farklı çevrelerden 8372 çift kullanılmış ayakkabı toplamak. Kullanılmış ayakkabı bağışlamak isteyenlerden, ayakkabılarla çekilmiş, birer fotoğraf da alınacak.

Toplanan 8372 ayakkabı, 9-10 Temmuz 2011 tarihleri arasında Taksim Meydanı’nda, Birleşmiş Milletler’in İngilizce kısaltması olan, “UN” şeklinde sergilenecek. Ayrıca İstanbul’dan, dünya’da resmen tanınan bağımsız ülke sayısına karşılık gelen, 192 adrese barış mesajı gönderilecek. Barış mesajı yazılı 192 balon, 10 Temmuz 2011 tarihinde, Taksim Meydanı’nda gökyüzüne bırakılacak.

Genç Boşnaklar Derneği, bu anma programıyla, hem Sırpların işlediği katliamları hem de Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun katliamlardaki suç ortaklığını bir kez daha tüm dünyaya hatırlatılacak. Srebrenitsa’da yaşanan olayların dünya’nın hiçbir yerinde, hiç bir kimse için tekrarlanmaması talep edilecek.

1992-95 Bosna Savaşı esnasında kolundaki bileziği, parmağındaki yüzüğü hiç tereddüt etmeden Boşnak kardeşlerine gönderen Türk milletinin, “Adalet için bir adım da siz atın” sloganıyla yola çıkan Genç Boşnaklar Derneği’ne, gerek ayakkabı göndererek ve gerekse 9-10 Temmuz’da Taksim’e giderek, tam destek vereceğinden hiçbir şüphe duymuyorum.

NOT: “8372…” projesi hakkında ayrıntılı bilgiye http://www.8372.org adresinden ulaşabilirsiniz.

Dünyaya Yeni Söz Gazetesi

  

Yorumlar