Ya Allah… Bismillah… Allahu Ekber!
***
Okurlarım sevinecekler. Osmanlı askeri bu sözlerle etrafı kükretip gazaya çıkarmış. Buna mehteranın gür sesi eklenerek, her yan tir tir olurmuş!
Ama Osmanlı askeri bendeniz nerede! Bir de mehteran mı var bizde. Onu da şimdiki durumumuza bakılırsa, Türkiye’den getirmeliyim! Etrafta herkes Osmanlı’nın yaptığıyla övünüyor sadece! Siz kim Osmanlı kim? Osmanlı askeri, geçtiği bağdan acıkmışlığından yediği üzüm salkımının parasını, dallardan birine çekiyle bırakırmış ki, bağın sahibi gelince alsın diye. Boğazından geçen haram olmasın korkarmış!
Şimdiyse etrafımıza bakın, hacısı-hocası dahi neredeyse herkes aynı! Bir söz vardır ‘ele verir talkını, kendi yutar salkımı!’. Gözlerimle görüyorum olanları!
***
Yazının başlığı hem tekil hem çoğuldur. Konularım gene çok olacak!
Siz ne derseniz deyin, bendeniz gene aynı türküyü tekrarlayacağım:
‘Makedonya’da Türkçe bir günlük gazeteye ihtiyaç duyulmaktadır İsterse altı sayfalık ve beş denara satılacak gazete olsun! Ama günlük olsun!’
Günlük gazetenin ele alacağı daha önemli konularla en az Makedonca ayda bir çıkacak bir dergiyle meselelerimiz diğerlerine de anlatılır.
Kadromuz yok diyenlere cevabım: vardır. Gerçi ‘Zaman’ olarak yeni göreve geçmesi nedeniyle tam yetişmiş bir Enis Emini gazeteci olarak kaybettik. Ama Umut verici bir Nihal Behaydin var. Gazeteci Fakültesini bütünlemiş. Gayet etkin. Özellikle röportajları ilgimi çekiyor!
***
Eskisine bakarak, elhamdülillah dergilerimiz arttı…
‘Evlad-ı Fatihan’ dergisiyle başlayayım.
İki yılda iki sayısı yayınlandığına göre yıllık dergi gibi düşünülmüş olmalı. Gayet kaliteli bir baskıya sahiptir. Onun için de fiyatı 100 denar ya da 5 Türk lirası. Bir sefer şaşırdım! Ne o Makedonya’da Türk Lirası da mı kullanılmaya başladı? Sonra hemen anladım ki, her halde Türkiye’ye de okurları vardır. O zaman hakikaten o en çok satan dergi olmalı, dedim. Ama kaç adet yayınlandığını bile bir yerde bilgi olarak göremedim. Hele kaç adet sattığı da yazılmamış! Nasılsa parasını İlim ve Kültür Vakfı ödüyor. Ekmek elden, su gölden!
Derginin sahibi Sevba Abdullah! Ya bizim Köprü dergisinin Yazı Kurulu üyelerinden Sevba bu! Devamda editörün Ahmet Lökçe olduğunu okudum! Hemen hatırladım! Köprü dergisinin Yazı İşlerine bakanlardan biri olan Ahmet’miş meğer! Adları bırakayım artık… Yerim dar çünkü…
Derginin danışma kurulunda bulunduğum, hatta en çok danışılan üyesi olduğum söylenen bizim ‘Köprü’ dergisini yaşatanlar aynı kişiler neredeyse! Bir de danışma kurumlarına bendenizi de ‘süs’ yerine olsa bile seçseydiler tam takım olurduk.
Fazla derine gitmeyeyim. Onun üçüncü sayısını görelim önce. Yılın sonuna zaten beş ay daha kaldı!
***
İkinci dergi ‘Ufuk’ dergisidir.
Geçenlerde yeni sayısının çıktığı haberini aldım. Ama derginin son sayısını hala göremedim. Ancak derginin içeriğini bilmiyorum diyemem… Orada bana göre en iyi kalem Suzan Seyfullah kızımdır. Biliyorum bizi. Şimdi kıskançlık duyguları belirir kimselerde ve hemen ‘ne o mu yazıyormuş’ derler!
Dergide parasını hala alamadığım ‘Dermeyan’ kitabım üstüne gayet iyi bir eleştirisi vardı Fahri Kaya’nın…
***
Sırada ‘Sessiz gemi’ dergisi var. İki sayısı çıktı. İkincisi Aralık 2010-a ait! Herhalde üçüncüsü ‘sessiz’ geliyor. Oradaysa bendenizle yapılan konuşmam da olmalı. Hala çıkmasını bekliyorum!
***
Geldik gönülden bağlı olan ‘Köprü’. İnsanın beğendiği dergi çok olabilir ama sevdiği sadece birdir… En çok umut bağladığım verdiğim dergidir. Ona yaptığım her şey meccanendir. Derneğe de, dergilere de can kurban! Birine sözüm vardır!
Yılda on sayı çıkan ‘Köprü’ dergisinin elimdeki son sayısı Ağustos - Ekim 2010. Yanlış değil… Hadi yazıyla da yazayım: iki bin on!
***
Köprü derneği bir de çocuk dergisi ola ‘Kardelen’ i çıkarıyor…
Danışma Kurulu üyelerinden biri hanımım, biri Debreli öğretmen Emel Ramadan… Şimdiye kadar kurulun toplantı yapmadığını onlardan öğrendim…
***
Anlaşılan o ki, bizde dergi gazetelerden çok! Ama dergiler ortada yok!
Bilin ki günlük gazete çıkarılmadığı için birileri tarafında hakkım yenildi!
Buraya kısaca sığdırdığım konular bir haftalık en az!
Zaman Makedonya, Sayı 785, 20 - 26 Temmuz, 2011, Üsküp
Yorumlar