Duyuru

Yunanistan’ın kafası karışık

  /   3493   /   28 Ağustos 2014, Perşembe

 Yazdır

  

Ayhan Demir – Yeni Akit

ayhan_demir@hotmail.com

 

Yunanistan’da son yıllarda gerçekleştirilen seçimler, merkez sağ Yeni Demokrasi-ND ve merkez sol PASOK arasındaki rekabete sahne oluyordu. Bu iki parti, tek başlarına, oyların yüzde 35-40’ını alarak hükümet kurabiliyorlardı. Fakat bu gelenek, 6 Mayıs’ta sonlandı. ND ve PASOK, çok büyük oy kaybına uğradılar. Buna karşılık, faşist Altın Şafak, ilk kez parlamentoya girdi.

Yeni Demokrasi’den ayrılan milletvekillerinin birkaç ay önce kurduğu Bağımsız Yunanlılar da, aldıkları yüzde 10,60’lık oy ile sevinenler arasındaydı. Ancak seçim sonuçlarına en çok sevinen, sandıktan ikinci parti olarak çıkan, Sol İttifak-SYRIZA oldu. Komünist Parti, oylarını muhafaza ederken, Demokratik Sol-DİMAR da yüzde 6,10 oranında oy aldı. Yüzde üçlük seçim barajını aşamayan Ekolog-Yeşiller, LAOS ve DİSİ partileri ise parlamento dışında kaldılar.

Oldukça karmaşık gibi görünen bu tablonun aslında basit bir izahı var. Yunan halkı, siyasi partilerin bir araya gelmesini talep ediyor. Fakat siyasetçiler, buna pek yanaşmıyor. Bu durumun en önemli sebebi, ekonomik krizden çıkış yolu anlamında, partilerin iki zıt cepheye bölünmüş olması. Cephelerden birinde ND, PASOK ve DİSİ, diğerinde ise sağ ve sol görüşlü diğer partiler bulunuyor.

İlk cephedeki partiler, başka bir seçenek olmadığı gerekçesiyle, AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’ndan oluşan Troyka ile yapılan memorandumun uygulanmasını istiyorlar. Diğer cephedeki partiler ise, farklı bir çözüm mümkün diyerek, memoranduma karşı çıkıyorlar. Ancak kendi içlerinde bir birliktelikleri bulunmuyor. İkinci cephedeki partilerden bazıları AB’den ayrılmayı, bazıları Euro’yu terk edip Drahmi’ye geri dönmeyi, hatta rest çekmeyi ve borçları ödememeyi öneriyor. Mesela SYRIZA, hem Euro’da kalıp hem de memorandumu tek taraflı iptal etmek istiyor. Buna karşılık Komünist Parti, hem memoranduma hem de Yunanistan’ın AB üyeliğine karşı çıkıyor. DİMAR ise, Euro’da kalıp, memorandum şartlarını yeniden müzakere etmek istiyor.

Siyasi partiler arasında bu denli derin uçurumlar varken, hükümet kurma görüşmelerinden bir netice elde edilmesi bir hayal idi. Hayal, gerçek olmadı ve Yunanistan, 17 Haziran’da, ikinci kez sandık başına gitmeye hazırlanıyor.

Yunanistan’daki ekonomik krizden en fazla etkilenen kesimlerden biri olan Batı Trakya Türk Azınlığına mensup adaylar, bu seçimlerde de çeşitli partilerden seçime katılacaklar. Rodop’da; Ahmet Hacıosman PASOK’tan ve Ayhan Karayusuf SYRIZA’dan birinci sıra adayı. 6 Mayıs’ta DİSİ listesinde yer alan İlhan Ahmet, bu sefer DİMAR birinci sıra adayı oldu. İskeçe’de ise, Hüseyin Zeybek SYRIZA’dan ve Hasan Efendi Komünist Parti’den birinci sıra adayı oldular. Bu isimlerden, Ahmet Hacıosman, Ayhan Karayusuf, Hüseyin Zeybek ve İlhan Ahmet’in seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Son kamuoyu yoklamaları, DİSİ ile seçim ittifakı yapan, Yeni Demokrasi’nin çok az bir farkla, SYRIZA’nın önünde olduğunu gösteriyor. PASOK ve Komünist Parti’nin oy oranları azalırken, seçime birlikte girecek olan Dimiourgia Ksana ve Drasi partilerinin oy oranı artıyor. DİMAR oy oranını korurken, Altın Şafak iniş çıkışlar gösteriyor.

Her ne kadar, ND’nin ipi önde göğüsleyeceği ön görülse de, hiçbir partinin tek başına iktidar olamıyor. Bu durumda, yeni koalisyon senaryoları gündeme gelecek.

Seçimlerden sonra ilk denenecek senaryo, diğer küçük partilerin desteğiyle ya da bu desteğe ihtiyaç duymadan, ND ve PASOK’tan oluşan koalisyon hükümetidir. Bu hükümet senaryosu, troyka ile memorandum konusunda pazarlık yapılabilmesi için, Yunanistan’a ek süre sağlayabilir.

İkinci hükümet senaryosu, memorandum karşıtı söylemlere sahip olan SYRIZA’nın siyasi taleplerini azaltarak merkez partilerden biriyle ortaklığı kabul etmesidir. Bu senaryonun gerçekleşme ihtimali zayıf olsa da, imkânsız değildir.

En kötü senaryo ise, aralarında büyük görüş ayrılıkları bulunan, SYRIZA ve diğer sol görüşlü partilerin bir araya gelerek kuracakları koalisyon hükümetidir.

Bu üç alternatifin mümkün olmadığı bir durumda, teknokratlar hükümeti gündeme gelebilir. Elbette, ömrünün ne kadar olacağı belirsiz olan, teknokratlar hükümetinin kurulması da yine SYRIZA’nın desteğiyle mümkün olabilir.

Seçimler nasıl neticelenir? Partiler, ülke menfaatlerinde birleşebilirler mi? Bu sorular ilerleyen günlerde cevap bulacaktır. Fakat bugünden görünen bir şey var: Yunanistan halkı, ekonomik krizin sebeplerini hala anlayamadı. Ekonomik krizin esas sorumlusu olan ND ve PASOK partileri, ne öz eleştiri yaptılar ne de krizi halka izah edebildiler. Muhalefet partileri de, krizin kötü yönetimden kaynaklandığını anlatmak yerine, kabahati Troyka’ya yüklemeyi tercih ettiler.

Yunanistan, tüm ekonomik sorunlara rağmen, hala ürettiğinden fazlasını tüketiyor. Bu temel sorun çözüme kavuşturulmadan alınacak tüm tedbirler, geçici pansuman olarak kalacaktır.

  

Yorumlar