Geçtiğimiz aylarda Bulgaristan ve Yunanistan'da yapılan seçimlerinin ardından gözler Balkanlar'ın çiçeği burnunda ülkesi Kosova da sandık başına gitti. Kosova halkı, 17 Şubat 2008 tarihindeki bağımsızlık ilanından sonra ilk kez, yerel temsilcilerini seçti. 15 Kasım 2009 günü gerçekleştirilen seçimlerde, bir milyon 563 bin 741 kayıtlı seçmenin yaklaşık 710 bini oy kullandı. Bu oran, 17 Kasım 2007'deki genel seçimlere nazaran yüzde beşlik dolayında bir artışla, katılımın yüzde 48 civarında olduğunu gösteriyor. Ancak yine de seçimlere katılım oranının düşük olmasındaki sebeplerden biri Kosovalı Sırpların, genel seçimlerde olduğu gibi, yerel seçimlerde de sandık başına gitmemiş olması. Bölgede yaşayan 120 bin Kosovalı Sırp'ın çoğu, Kosova'nın bağımsızlığını reddediyor ve Sırbistan'dan gelen direktifler doğrultusunda, 1999 yılından bu yana düzenlenen seçimlere katılmıyor.
Kosovalı liderler ve uluslararası temsilciler Kosovalı Sırpları seçimlere katılmaya çağırmalarına karşın, Belgrat yönetimi bu seçimlerde de tutumunu değiştirmedi. Kosova'nın bağımsızlığını tanımayan ve konuyu Adalet Divanı'na götüren Sırbistan, yerel seçimler öncesinde Kosovalı Sırpları seçime katılmamaya çağırdı. Sırbistan'ın Kosova Bakanlığı Müsteşarı Oliver Ivanovic'in, Belgrat merkezli B92'ye verdiği "Seçimlere katılan Sırplar Belgrat'ın desteğine güvenemeyecekler. Nüfusun sadece yüzde üçünün katılması, seçimlerin meşruluğunu zedeler" beyanatı bu çağrıların en netlerindendi.
Sırp müsteşar Ivanovic'in bu çağrısına rağmen, seçime katılma kararı alan Kosovalı Sırpların bazı liderleri ise bu çağrılara kulak asılmaması gerektiğini belirtiyorlar. Seçime katılma kararı alan Kosovalı Sırp partiler, bu seçimleri, Sırpların çoğunluğu oluşturduğu beldelerde siyasi yönetimi ele geçirmek için tarihi bir şans olarak görüyorlardı. Kosova Parlamentosu Başkanvekili Slobodan Petrovic'in söyledikleri bu niyetin bir ifadesidir: "Sırp devleti yetkilileriyle görüşmeye her zaman hazırız. Ama bizim de kendi politikamız var. Politikalarımızın temelini, Kosova'da yaşayan Sırpların yaşamları ve çıkarları oluşturmaktadır."
Sırbistan'ın bu tavrı, Kosovalı Sırplara hiçbir fayda sağlamayacağı gibi, ülkede yaşayan Sırp toplumunu bir iç sürtüşmeye sürükleyebilir. Zira 11 Nisan 2008 tarihinde Sırbistan, Sırplar'ın çoğunlukta olduğu beldelerde kendi seçimlerini düzenlemişti. Bu bölgelerde, her ikisi de kendini meşru sayan iki paralel kurum oluşması tehlikesi mevcut. Ivanovic'in "Korkarım ki -Sırp adaylar- seçimlere katılmakla tuzağa düştüklerini anlamıyorlar, zira bu durum bütün Sırpları Sırp hükümetiyle karşı karşıya bir konuma sokabilir" beyanatı bu tehlikenin varlığını doğruladığı kadar, merkez üssü hakkında da net bir bilgi vermektedir.
Yerel seçimlere günler kala yapılan kamuoyu yoklamaları, Başbakan Hashim Thaci liderliğindeki Kosova Demokratik Partisi-PDK'nin ipi önde göğüsleyeceğini işaret ediyordu. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu'nun başında bulunduğu Kosova Demokratik Birliği-LDK'nin ikinci, eski Başbakan Ramus Haradinay'ın muhalefetteki Kosova'nın Geleceği İçin İttifak Partisi-AAK'nin üçüncü olacağı tahmin ediliyordu.
Kosova Merkez Seçim Komisyonu'na göre 36 belediyedeki seçimleri kazanmak için toplam 76 liste yarıştı. Bu listelerden; 37'si Arnavut, 21'i Kosovalı Sırp, 16'sı ise Türk, Boşnak, Roman ve diğer azınlıklardan oluşuyor. BM Başmüzakerecisi Martti Ahtisaari'nin planı uyarınca, bağımsızlık ilanının ardından Kosovalı Sırpların çoğunluğu oluşturduğu üç ek belde kuruldu. İlerleyen günlerde iki belde daha kurulması planlanıyor.
Savaşın sona erdiği 1999 yılından itibaren uluslararası idare altında bulunan Kosova'da, seçimler Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı-AGİT tarafından düzenleniyordu. Tamamen Kosova kurumları tarafından organize edilen ve AGİT'in sadece danışmanlık ve gözlemcilik yaptığı seçimler öncesindeki kampanya süreci neredeyse olaysız geçti. Deçani'de bir grup genç, Başbakan Hashim Thaci'nin konvoyunu taşlaması dışında önemli bir olay yaşanmadı. Silah seslerinin de duyulduğu olay, polisin erken müdahalesiyle herhangi bir yaralanma olmadan bastırıldı.
Sırpların yaşadığı yerler...
Ülkenin kuzey kesiminde Sırpların yaşadığı belediyelerde oy kullanma merkezi açılmadı. Bölgede oy kullanmak isteyen seçmenler için üç seyyar seçim ekibi görev yaptı. Genel olarak olaysız tamamlanan seçimlerin resmi olmayan kesin sonuçlarına göre iktidarın büyük ortağı Kosova Demokratik Partisi-PDK, Mitroviça [Mitrovice], Prizren, Suvareka, Ferizovik, Gilan [Gjilan], Kamenica, Rahuça, Klina, Malişeva, Skenderaj, Ştırpce, Vitina, Obiliç, Elezhan, Kaçanik, Drenas, Dragaş, Vıçıtırın, Lipyan, Ştimle belediyelerinde seçimleri kazandı.
Koalisyonun küçük ortağı partisi Kosova Demokratik Birliği Partisi-LDK ise, aralarında başkent Priştine'nin bulunduğu bazı bölgelerde zaferini ilan etti. Ancak, kuruculuğunu İbrahim Rugova'nın yaptığı ve 17 Kasım 2007 genel seçimlerine kadar Kosova'daki tüm seçimleri kazanan Kosova Demokratik Birliği Partisi-LDK, Rugova'nın ölümünden sonra ortaya çıkan otorite boşluğu ve parti içindeki ayrışmalar sebebiyle oy kaybetmeye devam ediyor. Kosova'nın Geleceği İçin İttifak Partisi-AAK ise Yakova [Gjakove] belediyesini kazandı. Ancak yerel seçimlerde, yasa gereği, yüzde 51 çoğunluğu yakalayan belediye sayısı çok az olduğundan, çoğu belediyelerin yeni başkanları 13 Aralık'ta yapılacak ikinci tur oylama neticesinde kesinleşecek
Seçimlere katılım noktasında pek sıcak tavır sergilemeyen Kosovalı Sırplar, seçim neticelerinden de mutlu olmadılar. Seçim sonuçlarıyla alakalı Kosovalı Sırpların ilk değerlendirmelerden birini merkezi Kosova'da Sırp Ulusal Konseyi Başkanı Rada Trajkovic yaptı. Sırpların katılımının az olması nedeniyle, ahalinin yüzde 70'den fazlasının Sırp olduğu Ştırpce belediyesinin kaybedilmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Trajkovic, 13 Aralık'ta yapılacak ikinci tur seçimlerde bu hatanın düzeltilmesi için elinden geleni yapacağını söyledi.
Kosovalı Sırpların ve Sırbistan makamlarının açıklamalarına rağmen düzenlenen seçimlerin belki de en büyük kazanımı, 1999 yılından itibaren düzenlenen tüm seçimleri boykot eden Kosovalı Sırpların, düşük bir oranda olsa da seçimlere katılarak, geleceklerini artık bu ülkede görmeye başlamaları oldu. Yerel seçimlere Priştine, Prizren, Mamuşa, Gilan, Mitoviça ve Vıçıtırın belediyelerinde 89 adayla katılan Kosova Demokratik Türk Partisi-KDTP ise seçim kampanyasında Türklere sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda ve Türkçe'nin resmi kullanımı konusunda daha iyi bir gelecek vaat etti. Kosova Demokratik Türk Partisi, Arnavut nüfusun çoğunluğu oluşturduğu başkent Priştine'de ilk kez seçim yarışına katıldı.
Türkiye'nin, Kosova ile asla kopartılamayacak bir akrabalık ve dostluk bağı bulunuyor. Bu sebeple Kosova'daki yerel seçimler ülkede yaşayan Arnavut ve Sırp azınlık kadar, parlamentoda bakan düzeyinde temsil edilen Türk azınlığı ve dolayısıyla Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Bu alakanın bir göstergesi olarak Türkiye'de okuyan Kosovalı öğrenciler ve çifte vatandaşlık hakkına sahip olan yaklaşık bin kadar Kosovalı, KDTP'nin girişimi Türkiye'nin desteğiyle hiçbir ücret ödemeden hava ve kara yolunu kullanarak oy kullanmaya gittiler.
Kosova Demokratik Türk Partisi, Türk nüfusunun yoğun olduğu Mamuşa'da belediye seçimlerinin galibi oldu. Bu neticelerle Kosova'daki Türk'ler, bir belediye başkanlığı, en az iki başkan yardımcılığı ve Mamuşa'da 11, Prizren'de 3, Gilan [Gjilan], Priştine, Mitroviça [Mitrovice] ve Vuçitırın'da birer tane olmak üzere, toplam on sekiz belediye meclis üyeliği kazanmış oldular. Özellikle başkent Priştine, Prizren, Gilan'da meclis üyeliklerinin kazanılmasının stratejik önemi bulunuyor.
Adalet Partisi ve sonuçlar
Kosova siyasetinin üzerinde değerlendirme yapılması gereken bir diğer partisi Adalet Partisi-DP'dir. Kosova Savaşı'nın ardından, 19 Eylül 1999'da kurulan Adalet Partisi-DP, Kosova'da toplumsal, ahlaki ve dini değerleri koruma hedefiyle kurulan ve çalışan tek parti. Adalet Partisi, parti programı da aynı hedefler doğrultusunda hazırlanmış. Adalet Partisi, eğitim sisteminde din dersinin dâhil edilmesi, 16 yaşından küçük kişilere alkol ve sigara satışının ve kullanılmasının yasaklamak ve aile kurumunun muhafazası gibi konuları öncelik kabul ediyor.
Süleyman Çerkezi'nin, 2008 yılındaki beşinci genel kurul toplantısında, genel başkanlığı Dr. Ferid Agani'ye devretmesinin ardından yeniden yapılanmaya çalışmasına girişen Adalet Partisi, bu seçimlerde dikkate değer oranlarda oyunu artırdı. Adalet Partisi, 2007 genel seçimlerine oranla, Yakova [Gjakove], Glogovaç [Gllogovc] ve İpek [Peje] de 3 kat, İstog [Istog], Kosova Ovası [Fushe Kosove], Mitroviça [Mitrovice], Poduyeva [Podujeve] ve Prizren de ise 2 kat oyunu artırdı. , Mitroviça [Mitrovice], Prizren ve Priştine'de ikişer, Yakova [Gjakove], Glogovaç [Gllogovc], Gilan [Gjilan], Suhareka [Suhareke], Ferizaj, Vuçitırın [Vushtrri], Obiliç [Obiliq], Rahovça [Rahovec], İpek [Peje] ve Poduyeva [Podujeve]'da birer tane olmak üzere toplam on altı belediye meclis üyeliği kazandı.
Kâğıt üzerinde bakıldığında Adalet Partisi'ne en yakın partilerden birisi Kosova Demokratik Türk Partisi. KDTP Genel Başkanı Mahir Yağcılar'ın, "Kosova Demokratik Türk Partisi halkın partisi, toplumumuzun partisidir. Diline, dinine, eğitimine, kültür değerlerine sahip çıkan partidir. Türk toplumu başta olmak üzere tüm toplumları, tüm Kosova'yı temsil eden bir partidir" beyanatı bu söylediklerimizi doğrular mahiyette. Ancak pratikte bunu görmek mümkün değil. Kosova Çevre Bakanı Mahir Yağcılar ve KDTP yetkilileri, yalnızca birinci sınıfa giden Türk öğrencilerine yönelik ilk okuma ve yazma ders kitabının dağıtımıyla vazifelerini tamamlamış olduklarını ve bununla ülkedeki varlıklarını koruyabileceklerini düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. Kosova'nın en büyük sorunu din meselesidir. Din ve dil bir bütündür. Ahlak ve maneviyat öncelik Kabul edilmeden bir ileri gidilemez. Zengin ama ahlakı ve dini noksan bir Müslüman Türk'ün ya da Arnavut'un tarih sahnesinde bir ederi yoktur. Bu sebeple Adalet Partisi'nin öncelikleri en kısa sürede KDTP'nin de öncelikleri haline gelmek zorunda. Yoksa kavmiyetçi bir parti imajı ile uzun vadeli ve kalıcı bir neticeye ulaşmak mümkün değildir.
MİLLİ GAZETE
Yorumlar