Duyuru

Sırpların nafile Kosova çırpınışı

  /   3691   /   01 Ocak 2014, Çarşamba

 Yazdır

  

 

 


 

Kosovalı Arnavutlara yönelik şiddeti önlemek amacıyla NATO öncülüğünde, 1999 yılında Kosova ve Sırbistan'a, hava harekâtı düzenlendi. Bu harekâtların ardından Belgrat yönetiminin fiili denetiminden çıkan Kosova, 2008 yılına kadar BM idaresinde kaldı. Bölgenin nihai statüsünü belirlemeye yönelik görüşmelerde sonuç sağlanamayınca, Birleşmiş Milletler eski Özel Temsilcisi Martti Ahtisaari'nin de tavsiyesi doğrultusunda, Kosova halkı bundan yaklaşık iki yıl önce, 17 Şubat 2008 günü, bağımsızlığını ilan etti.

Kosova'nın tek yanlı bağımsızlık kararını, ABD, birçok AB ülkesi ve Türkiye'nin aralarında bulunduğu; Birleşmiş Milletler üyesi 192 ülkenin 63'ü ve AB üyesi 27 ülkenin 22'si tanıdı. Sırbistan, daha fazla sayıda ülkenin bağımsızlık kararını tanımasını engellemek için yoğun çaba harcıyor. Bu çabalar doğrultusunda, tek yanlı bağımsızlık ilanının kendi egemenliğinin ihlali olduğunu savunan Sırbistan ile birlikte, Rusya, Çin ve İspanya gibi önemli ülkeler bağımsızlık ilanını kabul etmedi. Rusya'nın üyesi olduğu BM Güvenlik Konseyi de, Kosova'nın bağımsızlık kararını tanınmadı. Ülke nüfusunun yüzde 10'luk bölümünü oluşturan ve daha çok Kosova'nın kuzeyinde bir kaç belediye içinde yaşayan Sırplar da, Kosova'nın bağımsızlığını kabul etmiyorlar. Kosovalı Sırplar, Sırbistan ile aralarındaki sıkı bağlarını koruyorlar.

Sırbistan, Adalet Divanı'nda

Bağımsızlık ilanını asla tanımayacağını açıklayan Sırbistan, geçtiğimiz yıl ekim ayında, Kosova'nın bağımsızlık kararıyla ilgili olarak Uluslararası Adalet Divanı'nda tavsiye kararı alınması yönündeki talebiyle BM Genel Kurulu'na yasa tasarısı sundu. BM Genel Kurulu'nda görüşülen tasarı, 6 hayır oyuna karşı, 77 evet oyuyla kabul edildi. BM Genel Kurulu'nda 77 ülke de çekimser oy kullandı.

Türkiye'nin katılmadığı oylamada; ABD, Arnavutluk ve Pasifik'teki küçük ada ülkeleri Marşal Adaları, Mikronezya, Nauru ve Palau hayır oyu kullanırken, AB üyesi ülkelerin çoğu çekimser oy kullandı. Kıbrıs Rum kesimi, Romanya, Yunanistan ve İspanya ise Sırbistan'a doğrudan destek vererek evet yönünde oy kullandı. Bu oylama neticesinde Sırbistan, BM Genel Kurulu'nda çoğunluğun desteğini arkasına alarak, konuyu Uluslararası Adalet Divanı gündemine taşımayı başardı. Ardından Uluslararası Adalet Divanı, çiçeği burnunda Kosova Cumhuriyeti'nin meşruiyeti ile ilgili dava sürecini başlattı.

Uluslararası Adalet Divanı'nın görüştüğü Kosova davasına, bu ülkenin bağımsızlığını tanıyan sekiz ülkenin [ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Japonya, Ürdün, Sierra Leone ve Yeni Zelanda] yanı sıra bağımsızlığını tanımayan yedi ülkeden [Rusya, Çin, Slovakya, Meksika, Fas, Brezilya ve Somali] gelen on beş yargıçtan oluşan bir komisyon bakıyor.

Taraflar tezlerini sundu

Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda, 1 Aralık 2009 günü, öncelikle Kosova ve Sırbistan heyetleri söz aldı. Kosova ve Sırbistan'dan heyetleri Uluslararası Adalet Divanı'na çıkarak, Kosova'nın bağımsızlık ilanının yasallığıyla ilgili, lehte ve aleyhteki tezlerini sundular. Kosova heyetine Dışişleri Bakanı İskender Hüseyni ve Sırp heyetine Dışişleri Bakanı Vuk Jeremic başkanlık etti. Saatlerce süren sunum sırasında Jeremic, "Kosova Sırp tarihi ve devletinin beşiğini ve kimliğinin ana temellerinden birini temsil etmektedir" dedi. Sırbistan heyetindeki bir diğer isim olan Paris Büyükelçisi Dusan Batakovic ise, "Sırbistan'ın tarihi beşiği" olarak nitelendirdiği, Kosova'nın bağımsızlık ilanını "Sırbistan'ın egemenliğine karşı koyma ve Kosova'da BM desteğinde geçici yönetimin kurulmasını sağlayan BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal" olarak değerlendirdi.

Sırbistan'ın ardından ülkesinin tutumunu sunan Kosova Dışişleri Bakanı İskender Hüseyni ise, mahkemede yaptığı konuşmada, "Kosova'nın bağımsızlığı geri çevrilemez ve bu böyle kalacaktır. Sadece Kosova adına değil, aynı zamanda, sürdürülebilir bölgesel barışı ve güvenliği adına da" dedi. Kosova'nın bir anayasa ve seçimlerle bağımsız bir cumhuriyet olarak işlediğini söyleyen Hüseyni, geçen kasım ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerin ülkesi için "önemli bir sınav" olduğunu ve mahkemenin bunu bir ilerleme ölçütü olarak dikkate almasını beklediğini belirtti.

1-11 Aralık 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilen on duruşmada Rusya, Çin ve ABD'nin de aralarında olduğu toplam 29 ülke savlarını ve görüşlerini ilettiler. Kosova ve Sırbistan heyetlerine üçer saat süre verilirken, diğer ülkelere kırk beşer dakika zaman tanındı. Aralarında Arnavutluk, Hırvatistan, Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD'nin de bulunduğu 15 ülke Kosova'nın bağımsızlık kararını destekledi. Sırbistan ise aralarında Çin, Rusya, Kıbrıs ve İspanya'nın da bulunduğu 14 ülkenin desteğini aldı.

Tarafların açıklamaları

Uluslararası Adalet Divanı'ndaki duruşmaların bitiminden sonra birer açıklama yapan Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu ve Başbakan Hashim Thaci kararın açıklanmasıyla birlikte, Kosova'nın haklı ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde bağımsızlığı ilan ettiği ortaya çıkacaktır görüşünü belirttiler. Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu açıklamasında Divan'daki duruşmaları dikkatle izlediğini ve Kosova'nın bağımsızlığını destekleyen ülkelerin sunumlarının kanıt dolu olduğunu gördüğünü belirtti. Sejdiu bu kanıtlar Kosova'nın ne kadar doğru bir realite olduğunu göstermiştir dedi.

Kosova Başbakan Hashim Thaci ise Kosova'yı destekleyen ülkelere teşekkür ederek başladığı konuşmasında "Divan'ın Kosova vatandaşlarının iradesi doğrultusunda ilan edilen bağımsız Kosova'yı henüz tanımamış olan ülkelerin düşüncelerin netleşmesine yardımcı olacaktır" dedi. Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu ve Başbakan Hashim Thaci'nin, haklı olmanın ve bu haklılığa uluslararası platformda aldıkları desteğin verdiği güvenle, yaptığı açıklamalar mahkemenin olumsuz karar verme ihtimalinin çok zayıf olduğunun açık göstergesi.

Uluslararası Adalet Divanı'nın, Kosova'nın bağımsızlığına kabul etmeyen bir karar vermesinin çok zayıf bir ihtimal olduğunun farkında olan sadece Sejdiu ve Thaci değil. Sırbistan yönetimi de, Kosova Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'nın söylediklerini destekler yönde açıklamalar yapıyor. Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadic, "Mesele, Kosova'nın Sırbistan ile yeniden birleştirilmesi değil. Kosova'nın bağımsızlığı da değil. Amaç beyaz bir sayfa açıp bir uzlaşma formülü bulmak için iyi niyetle görüşmelere başlamak" dedi. Her ne kadar Tadic, mahkeme kararının Kosova ile yeni müzakerelerin yolunu açmasını umut etse de, Kosova yönetimi bu konuda konuşulacak bir şey olmadığına inanıyor.

Karar, 2010 baharında

Uluslararası Adalet Divanı'nın, Kosova hakkında karar alması birkaç ayı bulacak ve en erken 2010 yılı bahar aylarında konuyla alakalı hazırladığı raporu açıklayacaktır. Uluslararası Adalet Divanı'nın vereceği Kosova'nın bağımsızlığıyla ilgili kararın bağlayıcılığı bulunmuyor. Divan'ın kararları sadece danışma niteliği taşıyor. Ancak, Birleşmiş Milletler'in ana yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı gibi büyük bir otorite tarafından verilecek, kararın göz ardı edilmesi de mümkün değil. Bu sebeple, ayrılıkçı bölgeler sorunu olan ülkeler başta olmak üzere, dünya devletlerinin büyük bir kısmı davayı yakından takip ediyor.

Aslına bakılırsa, Sırp saldırganlığının savaşa dönüştüğü 1999 yılından, Kosova'nın bağımsızlık sürecine; Kosova'nın bağımsızlığını ilan ettiği günden, bugüne kadar yaşanan gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, tarihin çarklarının geriye döndürülemeyeceğine göre; Uluslararası Adalet Divanı'ndan, Kosova aleyhinde bir karar çıkması ihtimali çok zayıf görünüyor. Mahkemenin olumlu bir karara varmasının ardından, muhtemelen, yeni bir Kosova'yı tanınma dalgası ve uluslararası kuruluşlara kabulü gerçekleşecektir.

Kişisel olarak, Kosovalı Sırpların her türlü şiddetine maruz kalan Kosovalı Arnavutların bağımsızlık hakkına fazlasıyla sahip oldukları görüşündeyim. Kosova'nın bağımsızlığı meselesini mahkemeye taşımak, Sırbistan açısından olumsuz bir adım oldu. AB yolunda ilerleyen Belgrat yönetimi bu başvuru ile büyük bir yükü omuzladı. Bumerang etkisi yapabilecek bu başvuru, hem Kosova hem de Belgrat için kötü bir girişimdir. Sırplar, artık bir hakikati kabul etmek zorundalar: Bağımsızlık uluslararası mahkeme kapılarında değil, millet nazarında kazanılır. Kosova'nın bağımsızlığı gerek Kosova halkı ve gerek uluslararası toplum nazarında ekseriyetle kabul görmüşken, Sırbistan yönetiminin yapması gereken bu karara saygı duymak ve Kosova'nın bağımsızlığını tanımaktır. Aksi yöndeki gayretlerin, nafile bir çırpınıştan başka, hiçbir anlamı olmayacaktır.

Milli Gazete

  

Yorumlar