Duyuru

Tehlikenin farkında mısınız?

Kosova Haberleri

  /   447   /   10 Şubat 2015, Salı

Akit
 Yazdır

  

Avrupa’nın en genç ülkesi Kosova, oldukça sıkıntılı günler yaşıyor. 

Merkez Bankası raporuna göre, Eylül 2014 itibariyle, ülkenin dış brüt borcu 1.69 milyar Euro. Bu miktarın yüzde 23’ü kamu borcu. 

Resmi işsizlik oranı yüzde 30’lar seviyesinde. Ancak gerçek işsizlik yüzde 50’nin üzerinde.

İş bulsanız da pek bir şey değişmiyor. Kosova İstatistik Kurumu verilerine göre; asgari ücret 130-170 Euro ve kamu sektöründeki ortalama aylık 370 Euro. Kosova İşletmeler İttifakı’na göre, özel sektördeki ücretler de 320 Euro civarında.

Seçim kampanyalarında dile getirilen “kamu çalışanlarına yüzde 25 zam” vaadi, 2015 yılı bütçesinde unutuldu. 

Toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmadığı gerekçesiyle, üniversite öncesi okullardaki eğitimciler, sık sık greve gidiyorlar. Sağlık çalışanları da, greve gittiler.

Yüksek elektrik fiyatlarından bunalan, soluğu Kosova Elektrik Dağıtım Şirketi önünde alıyor. Soyunanlar, feryat edenler, binayı işgal etmek isteyenler… Ne arasanız var.

Eminim, şunu soruyorsunuz: İşsizliğin bu kadar yüksek, gelirin bu kadar düşük olduğu Kosova’da, insanlar nasıl geçiniyorlar?.. 

Halkın ve ülkenin önemli gelir kaynağı diasporadan gelen paralar. Kosovalıların yüzde 40’ının, ülke dışında çalışan en az bir yakını var. 2014 yılının ilk dokuz ayında diasporadan 505 milyon Euro geldi. Son on yılda ise yaklaşık 6 milyar Euro geldi. 

Elbette Kosova’nın tek sorunu ekonomi değil. Tam bağımsızlık ve tanınma süreci hâlâ tamamlanamadı.

Quint yani beşli olarak tabir edilen ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya Büyükelçileri, Kosova siyasetinde oldukça etkinler. Büyükelçilik binaları parti genel merkezlerinden farksız.

9 Haziran 2014’daki parlamento seçimleri ve hükümet kurma çalışmalarında bu etkinliği fazlasıyla hissettik. Hissetmeye de devam ediyoruz.

Bugünlerde, hem Kosova sokakları hem de Kosova siyaseti oldukça hareketli. Ve muhteşem beşli, ardı ardına açıklamalarda bulunuyor. 

Yetmiyor, Başbakan ve muhalefet liderleri ile görüşmeler gerçekleştiriyorlar. Hatta ortak bildiri bile yayınlıyorlar.

O da yetmiyor, “öfkeli halktan siyasi kurumlara bir mesaj gönderildiğini” söyleyen Almanya Büyükelçisi Angelika Viets gibi aktif siyasete soyunuyorlar.

Hazır söz açılmışken, Kosova’daki son hareketlilikten de bahsedelim.

6 Şubat’ta Brüksel’de, AB gözlemciliğinde, Kosova ve Sırbistan görüşmesi gerçekleşecek. Sırbistan ve Kosova’daki Sırp siyasetçiler, görüşmeler öncesinde, siyasi havayı elektriklendirmek adına yoğun çaba sarf ediyorlar.

İlk hamle, Kosova Hükümeti’nin Sırp kökenli Topluluklar ve Geri Dönüş Bakanı Aleksandar Yablanoviç’ten geldi. Yablanoviç, 1998-1999 Kosova Savaşı’nda yakınları kaybolan ailelerin kurduğu, Annelerin Haykırışı Derneği’ne mensup Yakovalı Arnavut annelere “vahşiler” diyerek hakaret etti.

Yablanoviç’in hakaret gerekçesi oldukça enteresan. Sırplar, 6 Ocak Ortodoks Noel kutlaması için Yakova Ortodoks Kilisesi’ne gitmek istediler. Ancak Annelerin Haykırışı Derneği’nin protestosu sebebiyle geri dönmek zorunda kaldılar. 

Yablanoviç’in görmezden geldiği bir hakikat var: 26 Mart 1999 tarihinde, Krushe te Madhe köyünde 243 kişiyi öldüren kardeşleri gibi, Yakova’ya gelen Sırpların elleri de kanlı.

Yaklaşık 15 bin kişinin öldürüldüğü Kosova Savaşı’nda, bin 653  kişi kayıplara karıştı. Geçen yıl, Rudnica’da 53 kişinin cansız bedenine ulaşıldı.

Yablanoviç’in bu hakareti, Kosova halkını sokağa dökmeye yetti. Kosova’nın birçok şehrinde, Yablanoviç’i protesto mitingleri yapıldı.  

Miloşeviç kalıntısı Sırp Bakan Yablanoviç, Yakovalı annelerden özür diledi. Ancak istifaya yanaşmıyor. Kosova muhalefeti de, Yablanoviç’in kellesini almadan eve dönmek niyetinde değil.

Ardından Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuçiç, kabinenin yarısı ile Kosova’ya geldi. Vuçiç’in, “Kosova, Sırbistan’ın beşiğidir” ve “Yaşasın Sırbistan” gibi provokatif açıklamaları protestoları daha da alevlendirdi.

Protestoların bir başka gerekçesi de ülkenin en önemli yer altı zenginliklerinden biri olan Trepça maden işletmesinin statüsünün net olmaması. 

Sırplar, Trepça meselesinin Brüksel’de müzakere edilmesini istiyorlar. Sadece Trepça değil, Ujman (Gazivoda) Hidrosantrali, Brezoviça kayak merkezi ve Posta gibi diğer Kosova kurumlarını da müzakereye açmak istiyorlar. 

Kosovalılar, haklı olarak, bu talebi kabul etmiyorlar. Madenciler, Trepça’nın kamulaştırılmasını istiyorlar. Seslerini duyurmak adına, günlerce, maden ocağının galerilerinden çıkmadılar. 

Özetle, Kosova tam bağımsızlık, AB ve Sırplar ise Kosova’da kontrolü ele geçirme mücadelesine devam ediyorlar. Ve bu mücadelede, Türkiye saha dışına çıkarılmak isteniyor. Mevcut suskunluktan anlaşılan o ki, Türk Hariciyesi de bundan pek şikayetçi değil. Biz yine de yasal uyarımızı yapalım: Kosova’ya siyaseti büyük bir dönüşümün eşiğinde. Biraz daha seyirci kalırsanız, bundan sonra hep seyredersiniz.

  

Yorumlar