Çok daha güzel şeylerden, rahat rahat bahsetmeyi planlamıştım. Ancak nasip değilmiş. Haftasonu yaşanan ‘Kamikaze’ girişimi, tüm planlarımızı altüst etti. Bir Boşnak atasözünün de dediği gibi, “İnsan plan yapar, Allah karar verir.”
Sözü yormadan konuya gelelim.
Ne zaman ‘paralel yapı’ ile ilgili bir yazı kaleme alsak, bu tanımlama ile ilgili, “hukukta herhangi bir karşılığı olmayan safsata” gibi savunmalar geliyordu.
Fakat bu haftasonu yaşananlar ‘paralel yapının’; bir safsata değil, güneş gibi bir hakikat; “hukukta herhangi bir karşılığı olmayan safsata” değil, adalet sisteminin kılcallarına kadar sirayet etmiş bir ‘maraz’ olduğunu bir kez daha gösterdi.
Nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuz, sanırım, artık çok daha net görülüyor.
17 ve 25 Aralık’ta siyasi darbeye yeltenenler, bugün de ‘hukuki darbeye’ yeltendiler.
Çok şükür, ikinci denemede de başaramadılar.
Peki, duracaklar mı?.. Elbette hayır.
‘Paralel yapının’ adalet sistemini ve dış temsilciliklerimizdeki kanatları kırılmadığı sürece, daha çok kamikaze eylemi ile karşılaşacağız.
7 Haziran’daki seçimlere kadar, devleti zayıf, kendilerinin ise hâlâ dimdik ayakta göstermek için bu tür girişimleri sıklaştıracaklar.
Öyle görünüyor ki, başka çareleri kalmadığında, işin sonu tünel kazmaya kadar uzanacak. Ancak öncesinde, adli sistemi daha da kilitleyecekleri, Türkiye’yi yurtdışında zora sokmayı deneyecekleri kesin.
Madem çuvaldızı ‘paralel yapıya’ batırdık, iğneyi de hükümete batıralım.
17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinden gerekli dersler alınmadıysa, bu son yaşananlardan alınsın.
Hükümet mensubu hukukçular, en kısa sürede, adalet sistemindeki bu kara delikleri ve karanlık dehlizleri ortadan kaldırmalılar.
Ne demişler: “Su uyur, paralel yapı uyumaz.”
Biliyorum, bu söz böyle değildi. Fakat arada hiçbir anlam farklılığı kalmadığı da bir hakikat.
BOSNA’DA 23 NİSAN…
Gelelim, asıl bahsetmek istediğimiz konulara…
Yunus Emre Enstitüsü Saraybosna Şubesi, beş yıldır Bosna Hersek devlet okullarında, seçmeli ikinci yabancı dil olarak Türkçe öğretimi projesi yürütüyor. Federasyon bölgesindeki birçok kanton okullarında, binlerce Bosnalı genç Türkçe öğreniyor.
Yunus Emre Enstitüsü Saraybosna Şubesi, bununla da kalmıyor. Son üç yıldır, Türkçe öğrenen öğrenci ve yetişkinlerin katılımıyla, 23 Nisan kutlama törenleri düzenleniyor.
23 Nisan kutlamaları, geçen sene Saraybosna’da gerçekleştirilmişti. Bu sene de, Zenitsa şehrinde düzenlendi. Zenitsa Arena Spor Salonu’ndaki kutlamaya, 5 bin 37’si öğrenci olmak üzere, toplam 6 bin 250 kişi katıldı.
Benzer kutlamalar KKTC, Kosova ve Makedonya’da da düzenleniyor. Fakat bu ülkelerdeki 23 Nisan kutlamaları Türklerin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Bosna Hersek’teki kutlamalar ise Bosnalı kardeşlerimiz tarafından gerçekleştiriliyor.
Genç kardeşlerimiz belki farkında değiller ama bu kutlamalarda salladıkları Türkiye ve Bosna Hersek bayrakları, kardeşliğimizi daha da kuvvetli hale getiriyor.
Bu sebeple, 23 Nisan kutlamalarının gerçekleşmesinde emeği geçen, Türkiye Cumhuriyeti Saraybosna Büyükelçiliği ve özellikle Saraybosna Yunus Emre Türk Kültür Merkezi Müdürü Mehmet Akif Yaman ile mesai arkadaşları, takdiri hak ediyorlar.
DOSTLARIMIZI TANIYALIM
Çanakkale Savaşları’nın 100. yıldönümü anma etkinliklerine katılan 16 devlet başkanından, dördü Balkan ülkelerinden idi.
Törenlere, Arnavutluk Devlet Başkanı Buyar Nişani, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Mladen İvaniç, Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vuyanoviç ve Makedonya Devlet Başkanı Gyorge İvanov katıldı.
Kosova, Hırvatistan, Yunanistan ve Bulgaristan’dan Türkiye’nin davetine icabet eden olmadı. Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç ise Ermenistan’a gitmeyi tercih etti.
Nikoliç Ermenistan’a giderken, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Sırp üyesi Mladen İvaniç’in Türkiye’ye gelmesi de oldukça anlamlı.
Türkiye, Bosna Hersek’in sadece Boşnaklardan ibaret olmadığını görmeli ve diğer taraflar ile de yakın temasta olmalı. Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti Entitesi Cumhurbaşkanı Milorad Dodik’in aksine, ılımlı ve uzlaşmacı çizgisiyle bilinen İvaniç, hem Türkiye hem de Bosna Hersek için iyi kullanılması gereken bir şanstır.
Son olarak, 1915’e ilişkin Ermeni iddialarına en sert tepkinin düzenlenen yürüyüşler ile yine Bosna Hersek, Arnavutluk, Makedonya, Kosova ve Karadağ’dan geldiğini de hatırlatalım.
Mesela, Türkiye dostu Karadağ Reis-ul Uleması Rifat Feyziç, Çanakkale Kara Savaşları’nın 100. yıldönümü dolayısıyla bir barış mesajı yayınladı. Ülkedeki camilerde cuma namazının ardından bu barış mesajı okundu.
Bu tablo, en önemli müttefiklerimizin Balkanlar’da olduğunu ama bu bölgede almamız gereken yolun daha çok başında olduğumuzu açıkça ortaya koyuyor.
Yorumlar