Duyuru

Cumhurbaşkanımızın Bosna ziyareti

Bosna Haberleri - Yazılar - Türkiye Haberleri

  /   1326   /   08 Haziran 2015, Pazartesi

Akit
 Yazdır

  

Bosna Hersek’e günübirlik bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, başkent Saraybosna’da eşine az rastlanır bir ilgiyle karşılandı. Öyle ki, ülke basınında, “Saraybosna, en son Tito’yu böyle karşılamıştı” şeklinde yorumlar yapıldı.

Bu seyahatin, iki önemli gerekçesi vardı. Birincisi, restorasyonu Türkiye tarafından gerçekleştirilen İsa Bey İshakoviç Hamamı ve Hünkâr Camisi’nin açılışı ve 50 Milyon Euro’luk KOBİ destek kredisinin serbest bırakılması. İkinci ve bana göre esas gerekçe ise SDA Genel Başkanlığı’na aday olan Bakir İzetbegoviç’e destek vermek idi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BH Cumhurbaşkanlığı Konseyi Sırp Üyesi ve Demokratik İlerleme Partisi-PDP lideri Mladen İvaniç tarafından karşılandı.

Karşılama heyetinde, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Boşnak üyesi Bakir İzetbegoviç’in yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Hırvat üyesi ve Hırvat Demokrat Birliği- HDZ BİH lideri Dragan Çoviç de hazır bulundu.

Karşılama heyetinde, Hırvat ve Sırp temsilcilerin de bulunması, önemsiz bir detay gibi görünse de, oldukça önemli ve bir ilk niteliğine sahip. Daha önceki ziyaretlere, Sırp üyeler katılmazdı. Bu sebeple, Türkiye’den yapılan ziyaretler hep Boşnak üyenin görev dönemine denk getirilirdi.

Türkiye, bu yaklaşıma karşılık verip, Sırp ve Hırvat üyeler ile yakın teması sürdürmeli. Aksi halde, Dodik gibi ayrılıkçı söylemlere sahip siyasetçilere gün doğabilir.

Cumhurbaşkanımızın ziyaretinden birkaç gün sonra gerçekleştirilen Demokratik Eylem Partisi-SDA kongresinde, beklendiği üzere, Bakir İzetbegoviç partinin üçüncü genel başkanı oldu. Ancak parti yönetim listesinin, ağırlıklı olarak, vefat eden eski genel Süleyman Tihiç’e yakın isimlerden oluşması, büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu.

Gelelim Bosna’daki Türk(iye) yatırımlarına...

Yıllardan ve rakamlardan bahsetmeye hiç gerek yok. Türkiye ile Bosna Hersek arasındaki ticaret hacmi, iki ülkenin dini, tarihi ve kültürel yakınlığına yakışmayan seviyelerde.

Türk Hava Yolları ile Bosna Hersek Hava Yolları’nın, sonu hüsranla neticelenen, ortaklığının Bosna Hersek halkı ve Bosna Hersek Hava Yolları’nda açtığı yara halen onarılamadı. Sebebi ne olursa olsun, ortaklık öncesi İstanbul’a uçuşu bulunan, Bosna Hersek Hava Yolları’nın artık İstanbul uçuşunun olmaması nasıl izah edilebilir? Bunun vebali nasıl ödenir? 

Benzer bir durum, Bosna-Hersek’in mühendislik firmalarından ENERGOINVEST ile Türkiye Elektromekanik Sanayi Genel Müdürlüğü-TEMSAN arasında yaşanıyor. İki kurum, 170-380 kV yüksek voltaj kesicilerin birlikte imalatı için, 2012 yılında fizibilite ve 2014 yılında yatırım anlaşması imzaladılar. Anlaşmaya göre, Saraybosna’da kurulacak olan tesis için her iki taraf da 6,5 milyon Euro’luk destek sağlayacak. Ancak hali hazırda, mesele tam bir kördüğüm haline geldi. 

Cumhurbaşkanımızın büyük önem verdiği ve kesinlikle gerçekleştirilmesini arzu ettiği bu proje, TEMSAN tarafından rafa kaldırılmaya çalışılıyor. Eğer bu önemli proje de başarısızlıkla neticelenirse, Türkiye’nin Bosna Hersek’teki ticari itibarı, tamiri çok zor bir yara daha alacak.

Türkiye’nin, Bosna Hersek’te medya yatırımları da var. Bir televizyon, bir dergi ve bir haber sitesi üzerinden çalışmalar yapılıyor. Bu televizyon kanalı, Şubat 2014’de Tuzla’da başlayıp, Saraybosna’ya kadar uzanan ayaklanmada önemli bir vazife görmüştü. Ancak geceleri erotik film oynatacak kadar ne yaptığını bilmez bir şekilde idare edilmesi de oldukça üzücü.  

Dergi ve haber sitesinin durumu da iç açıcı değil. Derginin, 7 bin civarında basılan ilk sayısı sadece 500 adet satmış. Dergiyi, SDA mensupları ve Türklerden başka, pek bilen yok. Türklerin büyük çoğunluğu da, dergiyi alıyor ama ne yazdığını anlamıyorlar. 

Bosna Hersek’te hatırı sayılır haber sitelerinin günlük ziyaretçi sayıları, 30 ila 80 bin civarında. Bu haber sitesi ise günlük 5-6 bin ziyaretçi alıyor. Tıpkı dergi gibi haber sitesi de, daha çok SDA mensupları ve Türkler tarafından takip ediliyor. Bu sebeple, hem dergi hem de haber sitesi “SDA ve Türkiye bülteni” ve çalışanları ise “tecrübeleri yetersiz” olarak nitelendiriliyor.

“Sorunları söylüyorsunuz da, çözüm nedir” diye soranlara hemen cevap verelim: Bize, Türkiye ve Bosna Hersek’i kendine kaldıraç olarak kullananlar değil, kendini Türkiye ve Bosna Hersek’e kaldıraç yapacak insanlar lazım. Bize, Türkçe konuşan değil, Türkçe düşünen insanlar lazım. Bize, imkan ortaklığı değil, itibar ve kader ortaklığı yapacak insanlar lazım. Yoksa, tercümanlar da aynı işi görebilir.

  

Yorumlar