Bu yazıma bir teşekkür ve temenni ile başlamak istiyorum.
TRT, 11 Temmuz 2008 Cuma günü Bosna- Srebrenica’dan 26 saat süren canlı bir yayın gerçekleştirdi. Srebrenica katliamının ve Bosnalı Müslümanların sorunlarının dünyaya duyurulmasında tarihi bir vazife icra etti. Mavi Kelebeğin İzindeydik adlı programı yapan TRT Haber Dairesini kutlarım.
Son bulunan toplu mezarlardan çıkarılan şehitlerden, kimliği belirlenebilmiş olan 308 kişi, cenaze töreniyle tekrar toprağa verilirken, TRT de oradaydı. “Srebrenitsa Şehitliği”ndeki anma törenleri, TRT INT ve TRT TÜRK kanallarından naklen verildi.
Karnındaki 9 aylık bebeğiyle katledilen annenin, Tecavüze uğrayan kadınların, kayıplarını arayan kadınların göz yaşartan dramını öğrendik. Aslında acı bir şekilde hatırladık demeliyim sanırım…
TRT stüdyolarından yapılan canlı yayında belgeseller, röportajlar, filmler gösterildi. Canlı telefon bağlantıları yaptı. Srebrenica’dan naklen yayınlanan açıkoturum programıyla; Sırpların yaptığı soykırımın bütün boyutları ve yaşanan trajediler gözler önüne serildi. 13 yıldır tekrar edilen Soykırımı anma günü Türkiye ve dünyanın çeşitli bölgelerinde ilk defa bu kadar kapsamlı olarak maşeri vicdanın gündemine taşınmış oldu.
TRT en kısa zamanda yayın yaptığı kanallardan birinin formatını değiştirmeli ve “uluslararası haber” kanalına dönüştürmelidir. CNN ve BBC tekelciliğine karşı, başta Türk Dünyası olmak üzere Dünya kamuoyunun doğru bilgilenmesini sağlayacak bir haber kanalına hepimizin ihtiyacı var.
Cemalettin Latiç, Srebrenica Cehennemi kitabını yazdıktan sonra Alija İzzetbegoviç’e götürür. Alija hasta yatağında Latiç’in şahsında hepimize bir emanet vasiyet bırakır.
Büyük Lider Alija, kitabı okuyunca gözleri dolar. “Bu dramı bütün dünyaya duyurun. Bu kitabı, mümkünse bütün dünya dillerine çevirin ki insanlar Bosna’da neler yaşandığını bilsinler. İkinci dünya savaşından sonra tarihin en büyük soykırımına uğrayan Boşnak Müslümanların yaşadığı zulümleri unutturmayın”.
TRT Srebrenica’dan yayın yaparak gönlümüzü fethetti. TRT’nin yaptığı bu yayın aynı zamanda Rahmetli Alija İzzetbegoviç’in vasiyetine hizmet etmiştir.
Çekimlerin belgesel formatında DVD olarak hazırlanacağını öğrendim. Yeni yetişen nesillerin Srebrenica ve Bosna Dramını hafızalarına kazıması çok önemli.
1963–1974 yılları arasında Kıbrıs Türklerinin yaşadıkları dram ile Bosna arasında hiçbir fark yok aslında. Irkı ne olursa olsun, Müslüman kimliğine sahip olmak zulme ve soykırıma uğramak için yeter sebep sayılabiliyor.
Bu vahşet oyunu tarihin çeşitli dönemlerinde Türklere, Boşnaklara, Arnavutlara, Gürcülere, Araplara, Filistinlilere uygulandı…
Batının soykırımcı tabiatının unutturulmaması için bütün medya olanaklarının kullanmamız gerekiyor.
Ermenilerin soykırım iddia ettiği 1915 olaylarının Batı ülkelerinde siyasi taraftar bulmasına şaşırmıyorum.
Yahudiler, Hitler’in soykırımını Nürnberg Mahkemesiyle tescil ettirdiler. Soykırım uygulanan “tek millet” olarak kalmak istiyorlar. Bu mazlumiyetlerini filmler yaparak, müzeler kurarak, basını kullanarak İsrail’in lehine ilelebet koz olarak kullanmak istiyorlar. Dünya siyasetinde Yahudilerin Ermenilere destek vermemesinin temelinde bu tekelcilik anlayışı yatmaktadır.
Acıları tazelemek hoş bir şey değil ancak, tarihe kayıt düşmek zorundayız. İslam Medeniyetine karşı düşmanlık besleyen Batı Ülkelerinin, ABD’nin ve Ortodoks Slav dünyasının eli daralıyor.
Srebrenica Katliamına çanak tutan Hollanda askerlerini tarih affetmeyecektir. Onlar iki kez suçlular. Güya hakem olarak mazlumdan yana güvence verdikleri halde Müslümanları sattıkları için. BM görevlerine ihanet ettikleri için.
TRT yayınında bir duvar yazısı tek bir cümleyle yaşananları ve ihaneti ifade ediyordu. O duvarda İngilizce şöyle yazıyordu. “I’M YOUR BEST FRIEND, I KILL YOU FOR NOTHING”
“Ben senin en iyi arkadaşınım. Seni bir hiç uğruna öldürdüm”. Sırp katil öldürdüğü Müslüman Boşnak arkadaşının ardından böyle yazmış.
Alija İzzetbegoviç’in sözleri canlandı sanki. “İnsanların menfaatleri sebebiyle kötülük yapması vardır. Onları anlarım. Birde” sırf kötülük yapmak” için kötülük yapanlar vardır. Maalesef, onları da tanıma fırsatım oldu”.
Sadece Müslüman olduklarından dolayı bir hiç uğruna öldürülen mazlumların kanına doymayan “ yaşayan ölülere” yazıklar olsun.
Müslümanların “ortak bir hafızası” olmak zorundadır. Ortak hafızamızın oluşması aslında ortak bir geleceğin temelini atmak demektir.
------------------------------
NOT: Bu yıl Türkiye’den sadece 4 milletvekili Srebrenica’daydı. Sakarya Milletvekili Erol Aslan Cebeci ve Ayhan Sefer Üstün Bosna’daki törenlere iştirak ederek 13 yıl sonra Balkan Dramını yerinde gördüler. Sonrasında Sancak’ta yapılan törene iştirak etmeleri ve Balkanları dert edinmelerinden dolayı kendilerine samimi olarak teşekkür ediyorum. Desteklerinin artarak devamını diliyorum.
Yeni Sakarya Gazetesi, 24 Temmuz 2008
Yorumlar