Sırbistan Seçilmiş Müftüsü Muammer Zukorliç’in geçen  hafta Gerçek Hayat Dergisinde bir röportajı yayınlandı. Sancak Müslümanlarının  temsilcisi olan Zukorliç geçen ay Sırbistan’da yapılan seçimler sonucunda  önümüzdeki 5 yıl için tekrar baş müftülüğe seçilmişti.    Sancak  Müslümanlarının sesini ve tarihten gelen kazanılmış haklarını bütün dünyaya  duyurmaya çalışan Müftü Zukorliç’i önümüzdeki 5 yıl içerisinde zor bir dönem  bekliyor.    Bildiğiniz üzere Sırbistan, Müslüman azınlık tarafından  seçilmiş olan Müftü Zukorliç’in yerine Âdem Zilkiç’i resmi müftü olarak  atamıştı. Bu politik hamle Karadağ’ın ayrılmasından sonraki dönemde azalan  Müslüman varlığını tekrar içeriden bölmüş oldu.   Bir  dönem SDA Sancak Başkanı olan Süleyman Uglanin’in siyasi manevrası ne yazık ki  içerisinde soru işaretlerini barındırıyor. Uglanin’in Sırbistan Parlamentosunda  görev alma eğilimi, Sancak Müslümanlarını kahir ekseriyetle destekleyip seçtiği  Müftü Zukorliç’e karşı Âdem Zilkiç’i desteklemesi manidar  görünüyor.   Yunanistan’ın Seçilmiş Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’e  ve Batı Trakya Türklerine oynadığı politik oyun ile Sırbistan’da son gelinen  durum arasında hiçbir fark görünmüyor.   Özellikle Bosna Müslümanları ile Sancak Müslümanları  arasındaki bağın koparılmaması bizim açımızdan çok önemlidir.    Hem  Zukorliç hem de Bosna Baş Müftüsü Mustafa Çeriç için aynı anda uygulamaya  konulan menfi propagandaya dikkatinizi çekmek isterim.   Zukorliç ve Çeriç için Türkiye’deki yapılan anti  propagandanın temel dayanağı “Vahhabi”lik tezi üzerine kurulmak istenmesi  bilerek seçilmiş izlenimi vermektedir.   Ne  Zukorliç ne de Çeriç Vahhabi değildirler. Tam tersine Sünni karakterleri oturmuş  ve aynı zamanda Türkiye’yi içeriden tanıyacak kadar bize yakın  insanlar.   Çeriç  ve Zukorliç Balkanlarda yaşayan Müslüman Boşnaklar açısından çok önemli yetişmiş  iki entellektüel değerdir.   Bosna  davasında Alija’nın en büyük destekçilerinden olan ve büyük bedel ödeyen Mustafa  Çeriç; son dönemde popülaritesi artan Sancaklı Müslüman Lider Zukorliç Boşnak  halkının saygısını kazanmış durumdalar.   Dolayısıyla bu iki önemli ismi hesaba katmayan  politikalar nereden gelirse gelsin, Boşnak halkı tarafından  reddedilecektir.   Özellikle Sancak’ta Osmanlı döneminden kalma  vakıflarımızın nakdi değeri yaklaşık olarak 500 Milyon Euro tutarında olduğu göz  önünde bulundurulursa Sırbistan’ın neden Zukorliç’i by- pass etmeye çalıştığı  anlaşılır. Vakıf mallarımızın tasarrufu Müslümanlara verilmek istenmiyor. Çünkü  ekonomik özgürlük ardından çok kaliteli ve mücadeleci bir Müslüman neslin  yetişmesine kapı aralayacaktır. Sancak için bu az bir kazanım olmasa  gerek.   Sancak  Lideri Zukorliç, Özellikle azınlıkların dini haklarının anayasal garanti altına  alınmasının yanında Sırbistan Devleti tarafından Müslümanların ayrımcılığa tabi  tutulmaksızın eşit ve adil olarak uygulanmasını istiyor.    Kiliseler ve dini toplumlar[cemaatler] yasası mucibince  devlet organlarının İslami toplumu ve onun üyelerini koruma zorunluluğundan  hareketle; Mart 2008 sonunda yayımladığı deklarasyon çok önemliydi.     Sancak  Müslümanları adına yayımlanan bu deklarasyon - Cumhurbaşkanına, Devlet  Başkanına, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Organizasyonuna (DESC) , Avrupa Meclis  komisyonuna ve Avrupa insan Hakları mahkemesine, İslam Konferansı Örgütüne,  İslam Dünyası Birliğine (RABITA), Türkiye Cumhuriyeti Dini İşler Tekaddüm  Başkanına [Diyanet isleri Başkanına], Bosna ve Hersek'teki İslam toplumu  riyasetine, Çevre İslam Toplumlarına, Avrupa Birliği Üyesi, Güvenlik Konseyi  Daimi Üyesi olan ülkelerin elciliklerine, İslam Konferansı Örgütüne üye olan  ülkelerin elçiliklerine, Parlamento siyasi partilerine, Geleneksel kilise ve  dini toplumlara, İnsan Haklarıyla uğraşan sivil örgütlere (organizasyonlara) ve  medyaya gönderilmişti.   İslam  toplumunun rolünü korumakta tutarlı olan; Müftüler, Sabor üyeleri, Meşihat  üyeleri, müderrisler (medrese ve İslami Araştırmalar fakültesindeki  profesörler), meclis başkanları, bas imamlar, imamlar ve din öğretmenleri 27  Mart 2008'de Novi Pazar'daki bir toplantıda kabul etmiştir  ki: Sırbistan’daki İslami toplumun  Meşihatı –Novi Pazar(Sancak)   Yeni  Sakarya Gazetesi,  13 Ağustos 2008
DEKLARASYON  
1- Sırp Cumhuriyeti  Devletinin Diyanet Bakanlığı; Novi Pazar, Tutin ve Sjenica belediye organları;  Altyapı Bakanlığı, Sırp Cumhuriyeti kültürel anıtları koruma dairesi, Sırp  Cumhuriyeti İstatistik dairesi, polis ve Adalet Bakanlığı gibi devlet  organlarından İslam toplumunun üye, organ ve kuruluşlarının din özgürlüğüne  gelen tehdidi sert bir şekilde kınıyoruz.
2- Cumhurbaşkanı ve Devlet  Başkanından Müslümanların ve İslam toplumunun haklarına karşı olan tehdidi daimi  olarak durdurmalarını ve İslam toplumuna yönelik meşru olmayan ve illegal  faaliyetlere karşı gerekli tüm aktiviteleri uygulamalarını, ayrıca  onların
yaptıklarının sorumluluğunu almalarını talep ediyoruz.
3-  Yetkili devlet organlarından acil olarak İslam toplumunun üyelerinin ve  memurlarının, ayni zamanda daima tehdit altındaki vakıf varlık ve nesnelerinin  güvenliğini temin etmelerini istiyoruz.
4- Polis, savcılık ve adalet  bakanlığından 16 Kasım 2007'de Novi Pazar'daki Altun-âlem camisinin bahçesinde  ve 7 Mart 2008'de Tutin'de medrese kuruluşunda cinayete teşebbüs eden ve İslam  toplumunun iki memurunun ciddi yaralanmasına sebep olan kişilerin
adalet  önüne çıkarılmasını istiyoruz. Bunlar, her iki olayda da polis gücünün olmasına  rağmen hala bulunamadılar.
5- İslam toplumunun organ, kuruluş, ulema ve  üyelerini, baş müftü Muammer ef. Zukorlic başkanlığındaki İslami toplum  birliğini başarılı savunmaları nedeniyle tasdikliyor ve tam destek  veriyoruz.
6- Biricik İslam toplumunu muhafaza etme yolunda,  Sırbistan'daki Müslümanlara yardım çabalarından dolayı İslam toplumunun önemli  önderi olan Dr. Mustafa Çeriç'e en samimi takdir ve tasdiklerimizi  sunuyoruz.
7- Sırbistan'daki İslami toplumun legal ve meşru organlarına  verdikleri destek için çevredeki İslami toplumların liderlerine teşekkür  ediyoruz.
8- İçinde bulundukları zor döneme rağmen ulema ve Müslümanlar,  İslam'ı ve problemlerin barışçıl çözümünü öğretmede ve hayatın güzelliklerini ve  nimetlerini koruma amacıyla hoşgörü ve barışı gütmede tutarlı olmak konusunda  kararlıdır.
 
	
        		
         
						 
Yorumlar